BİPOLAR BOZUKLUK TANISI ALMIŞ KİŞİLERE NASIL YAKLAŞILMALI Bipolar Bozukluk Nedir? İnsanlar sürekli olarak aynı duygudurumunda kalmaz, hayatları boyunca duygularında inişler ve çıkışlar yaşarlar. Bu son derece normaldir. Neşe, üzüntü, öfke, sıkıntı gibi duygular kişide belli durumlar sonucunda görülür fakat bu duyguların uzun sürede aşırılaştığı ya da uygunsuz tepkiler olarak ortaya çıktığı zamanlarda kişide bir bozukluk olduğu düşünülebilir. Bipolar bozukluk da, bir duygudurum bozukluğudur. Bipolar bozukluk, hayatı “mani” ve “depresyon” olarak iki kutba ayırır. Bu bozukluk, bireyin kendisini aşırı coşkulu veya durgun hissetmesine sebep olan, duygudurumun oldukça yükseldiği veya düştüğü bir bozukluktur. Mani ve depresyon dönemleri döngüsel olarak birbirlerini izlerler. Belli bir düzen olmaksızın tekrarlayan depresif ve manik dönemler sosyal ve mesleki işlevsellikte bozulma, ekonomik olarak yük olma, alkol/madde kullanımı gibi durumlara neden olmaktadır.
Bu iki dönemi daha iyi anlayabilmek için belirtileri aşağıda sıralanmıştır.
Kişiye bipolar bozukluğu teşhisi koyabilmek için kişinin bu belirtilerin en az 3 tanesini aynı anda yaşıyor olması ve belirtileri 1 haftadan daha uzun süre gösteriyor olması gerekir.
Peki bipolar bozukluğu tanısı almış bireylere nasıl yaklaşılmalıdır?
Bipolar bozukluk, sadece bu bozukluğa sahip bireyi değil bireyin arkadaş, özellikle aile gibi yakın çevresini de etkileyen bir bozukluktur. Bipolar bozukluğun her atağı, kişi ve ailesi için stresli bir yaşam olayıdır ve ailede dengeleri bozabilen bir durumdur. Kişinin yakın çevresinin de yaşadığı bu stres, onlarda da ruhsal veya fiziksel bazı rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Bu yüzden bu bozukluk ile baş etme stratejileri, hem birey hem de yakın çevresi için oldukça önem arz etmektedir. Şunun da altı çizilmelidir ki baş edilen şey sevilen, değer verilen kişi değil hastalıktır. Bu nedenle işbirliği içinde bu hastalıkla baş etmek süreci kolaylaştıracaktır.
Bipolar bozukluğa sahip bireyin yakın çevresinin öncelikle bu bozuklukla alakalı bilgi edinmesi önemlidir. Bipolar bozukluğun ne olduğu, belirtilerinin neler olduğu, bu süreçte kendilerini neler beklediğini öğrenmek yaşanacaklara hazırlıklı olunmasını sağlar. Bu bozuklukla ilgili bilgi edinen yakın çevre, kişide bozukluğun başlama belirtilerini iyi takip etmeli ve belirtiler baş gösterdiğinde gerekli tedbirlerini almalıdır. Bu tedbirleri almak, yakın çevre üzerindeki stresi azaltacak bir unsurdur.
Mani dönemindeki birey, öfkeli olup karşıdaki kişiye kırıcı sözler söyleyebilir. Bununla karşı karşıya kalan yakın çevre, söylenilen ve sarf edilen davranışları kişisel algılamak yerine hastalığın bir belirtisi olarak değerlendirmelidir.
Unutulmamalıdır ki kişi kontrol edemediği bir sürecin içindedir. Bundan dolayı bu dönemler sona erdikten sonra onun suçluluk duyabileceğini düşünerek onu desteklemek, her zaman onun yanında olunduğunu hissettirmek ve sevgi göstermek önemlidir. Aynı zamanda iletişim kurmak da her alanda olduğu gibi bu alanda da en önemli bir araçtır. Kişiyi yaptığı kontrolsüz davranışlarından dolayı eleştirmemek, suçlayıcı tarzda konuşmamak da altının çizilmesi gereken bir noktadır.
Bipolar yakını, kişi de gönüllüyse tedavi yöntemlerine başvurabilir ve bu tedavi sürecinde aktif olarak rol alabilir. Kişi, onun yanında olunduğunu bilerek kendini daha güçlü hissedebilir ve bu durum tedaviye oldukça katkı sağlayabilir. Elbette bipolar yakının da kendi psikolojik ve fiziksel sağlığına dikkat etmesi gerekir. Sonuç olarak kişinin yakın çevresi ne kadar iyi olursa kendisi de o kadar iyi olacaktır.
