Anasayfa
Blog
Randevu Al
Whatsapp

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB)

obsesifbozukluk

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB)

Şahika İzgi Yılmaz

Şahika İzgi Yılmaz

Tüm Yazılar

Evden çıkmadan önce ışıkları, pencereleri ya da bir yangın ihtimaline karşı ütünün kapalı olup olmadığını kontrol edersiniz. Bunu yapmak son derece normaldir ancak obsesif-kompulsif bozukluğu olan yani takıntı hastalığı olan biri bunu birden fazla olacak şekilde yapar. Hatta bazılarında evden çıkmadan önce yapacaklarının bir listesi bile vardır. 

Peki obsesif-kompulsif bozukluk nedir? 

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) bir çeşit kaygı bozukluğudur. Bu hastalığa sahip olanlar sıklıkla istenmeyen ve endişe verici birtakım düşüncelere kapılırlar. Bu düşünceler zamanla saplantı haline gelir ve kişide kaygıya yol açarlar. Kişi bu kaygısının önüne geçebilmek için kendisine belirli davranış kalıpları geliştirme gereksinimi duyar. Bu davranış kalıplarına psikolojide kompulsiyon (zorlantılar) adı verilir. Kompulsiyon, tekrarlayan davranış ya da zihinsel eylemler olup etkilenen bireyler takıntı ya da katı kurallara göre hareket ederler. 

Kompulsiyonların amacı, sıkıntıların önlenmesi veya azaltılması ya da bazı korkulan olayların engellenmesidir. 

Obsesif-Kompulsif Bozukluğun Etkileri

Obsesif- kompulsif bozukluk, motor hareketleri etkilemenin yanı sıra düşünceleri değiştirir ve ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bunlar da günlük hayatta düzensizliğe, sosyal ilişkilerde huzursuzluğa, önemsenecek derecede hareket kaybına, aile düzeninin bozulmasına ve ekonomik güçlüklere yol açabilir. 

Genel olarak OKB’ye baktığımızda daha sık rastladığımız saplantı ve kompulsiyonlar olduğunu görürüz. Saplantı ve kompulsiyonlar birlikte görülebileceği gibi ayrı ayrı meydana gelmesi de söz konusudur. 

En sık görülen obsesyonlara örnek verecek olursak şu şekilde sıralayabiliriz:

Mikrop kapma ve hastalanma obsesyonları: Kapalı yerlerdeyken veya hasta birisinden enfeksiyon kapacağına dair aşırı kaygı duyma, halka açık yerlerdeki koltuklara oturamama, kapı kulplarına veya musluklara dokunamama, kendi evinin dışındaki tuvaletleri kullanamama şeklinde ortaya çıkar.  

Cinsel obsesyonlar: Kafasından uygun olmayan kişilerle cinsel ilişki yaşadığına/yaşayacağına dair senaryolar geçmesi, bunları düşünmekten ötürü aşırı suçluluk duyma, sosyal ilişkilerin bu nedenle bozulması şeklinde ortaya çıkar  

Zarar verme obsesyonları: Elinde olmadan sevdiği birisine zarar verme kaygıları, elindeki bıçağı birisine saplayacağına dair endişe duyma veya başka şekillerde zarar verme korkusu şeklinde ortaya çıkar  

Simetri obsesyonları: Evde veya ofisinde eşyaları belli bir düzen içinde durmazsa kendisinin veya sevdiklerinin başına olumsuz bir şey gelme endişesi duyar   

En sık görülen kompulsiyonlar ise şöyledir:    

El yıkama kompulsiyonları: Kişi ellerinin yeteri kadar temizlenmediğini düşünerek, tekrar tekrar sabunlar. Bazı vakalarda bir el yıkamada bir kalıp sabun biter. Banyo yaparken kişinin saatlerce banyodan çıkamadığı olur  

Tekrarlama kompulsiyonları: Kişi bazı hareketleri tekrar tekrar yapar. Örneğin, kapıyı açma kapama, koltuğa oturup kalkma, yürürken geri gidip bastığı yere tekrar tekrar basma, söylediği sözcükleri tekrarlama, baktığı yere tekrar bakma, etrafına bakarken geometrik cisimlere benzettiği şekillere tekrar tekrar bakma gibi belirtilerle ortaya çıkar   

Dokunma kompulsiyonları: Kişi değdiği yere tekrar tekrar dokunur. Örneğin masaya, koltuğa, kapıya, sıraya tekrar tekrar dokunmak gibi belirtilerle ortaya çıkar. 

Sıralama ve simetri kompulsiyonları: Kişi özel eşyalarını veya gereçlerini kendine göre mutlak bir düzen içerisinde tutar. Aksi olursa gerginlik yaşar. Duvarda duran eğri bir tabloyu veya masada yamuk duran bir tablayı mutlaka düzeltme ihtiyacı yaşar  

Sayma kompulsiyonları: Kişi yolda giderken araba plakalarını okur ve sayar. Merdiven basamaklarını veya adımlarını sayar. Sohbet ederken aklından ikişer veya üçer atlayarak sayma ritüelleri gerçekleştirebilir. Bunları yapmazsa gerginlik duyar. (Doksat,2006)

Obsesif-Kompulsif Bozukluk Nedenleri

OKB’nin asıl nedeni tam olarak bilinmese de birtakım görüşlerin varlığı söz konusudur. Örneğin genetik faktörler, travmatik yaşantılar, çevresel stres faktörleri, olumsuz ebeveyn tutumları, bireyin hayatındaki ciddi değişiklikler vb. bunlardan bazılarıdır. Çocukluk çağında meydana gelen travmatik yaşantıların ve stresli durumlara maruz kalmanın OKB’yi tetikleyici bir faktör olduğu düşünülmektedir. Birey, travmatik yaşantılara bağlı olarak olumsuz bir takim düşünceler geliştirip işlevsel olmayan başa çıkma stratejilerinin şekillenmesine neden olmaktadır. Bu yaşantıların OKB’nin oluşumundaki ve gelişimindeki rolü geçmiş çalışmalarca incelenmiştir.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk Tedavi Edilir Mi?

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) teşhis edildikten sonra bir tedavi süreci planlanır. Psikoterapi özellikle de bilişsel davranış terapisi ya da ilaç kullanımı tedavi yöntemlerinden bazılarıdır. Bazı durumlarda ise her iki yöntemin kullanıldığı görülmektedir. 

Yapılan vaka çalışmalarında OKB ile baş etmede bir diğer tedavi yöntemi EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing) terapidir. EMDR terapi göz hareketlerinin, rahatsız edici düşüncelerin etkisini azaltabildiği teorisine dayanır. EMDR terapi danışanın yaşama daha iyi uyum sağlamasını, kendisi ve dış dünya hakkında daha olumlu başa çıkma yöntemleri geliştirebilmesini, daha sağlıklı sosyal ilişkiler kurabilmesini sağlamaktadır.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) ile Nasıl Baş Edilebilir?

OKB, bugün tüm dünyada milyonlarca insanı etkilerken kadınlarda ve erkeklerde görülme olasılığı hemen hemen aynıdır. Obsesif kompulsif bozukluğa sahipseniz sürece öncelikle kabul etmekle başlamanız gerekir. Bu hastalığa sahip olduğunuzu kabullenerek önemli bir adım atmış olacaksınız. 

OKB’yi dışsallaştırma girişiminizin de size faydası olacaktır. OKB sizi istemediğiniz şeyleri yapmaya ittiğinde, bunun siz değil OKB’nin etkisindeki zihniniz olduğunu farketmeniz size güç verecektir.

Zihninizi ve bedeninizi meşgul ederek de OKB ile başa çıkabilirsiniz. İlgi alanınız doğrultusunda sosyal faaliyetlere yönelebilir ve yine ilgili olduğunuz bir alanla ilgili zihinsel aktivitelerde bulunabilirsiniz. 

Stresle başa çıkma becerilerinizi geliştirebilirsiniz. OKB’nin doğası gereği davranış ve düşüncelere hakîm olamama durumu stresi de beraberinde getirmektedir. Bu durum sosyal ilişkilerinizi olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla stresle başa çıkma yöntemlerini öğrenerek hayatınızdaki birçok alanda doyuma ulaşabilir ve OKB’nin yaratmış olduğu yorgunluk, bıkkınlık hissini azaltabilirsiniz. 

Eğer direnç gösteren bir OKB’niz varsa mutlaka bir uzmandan yardım alıp süreci kontrol altına almanızı öneririz. 

Şahika İzgi

Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden onur derecesi ile mezun olduktan sonra burslu olarak başladığı FMV Işık Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını tamamlamıştır.

Tüm Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir