“Sevgi bir beceridir; bağlanma ise bu becerinin temelinde yatan bir ihtiyaçtır” Eric Fromm’a ait olan bu söz bağlanmanın yalnızca sevme eyleminden ibaret olmadığını açıklar. Bağlanma aynı zamanda duygusal güvenlik alanı sağlayan hem bireyin kendisini hem de ilişkilerini anlamlandırmasına yardımcı olan temel bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaç farklı bağlanma stilleri ile şekillenmekte ve bireyin ilişkilerinin temelini oluşturmaktadır.
Bağlanma Stilleri Nelerdir?
İnsan doğasının temel parçası olan bağlanma, kişisinin kendisi ve önem verdiği kişi ile arasında gerçekleşen duygusal bağı açıklamaktadır. Bağlanma her gelişim döneminde ve yaşamın çeşitli alanlarında bireyi etkileyebilen duygusal ve davranışsal bir sistemdir. Örneğin neden bazı insanlar ilişkilerde kendilerini güvende hissederken bazıları ise sürekli kaygılı veya mesafe arayışı içinde olurlar? Veya bunun tam tersi yakınlaşmaktan kaçınarak yalnızlık duygusuna ihtiyaç duyarlar? Buna benzer soruları Bowlby (1982) “Bağlanma Kuramı” ile açıklamıştır. Bir insanın yaşamındaki ilk bağlanma, bebeklik döneminde bakım vereni ile gerçekleştirdiği bağlanmadır. Bağlanmanın sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için sıcaklık, yakınlık ve süreklilik özelliklerini kapsaması önemlidir. Bağlanma stilleri bu ihtiyaçların karşılanma durumuna bağlı olarak meydana gelmektedir. Bu bağlanma yalnızca duygusal ihtiyaçları değil ayrıca davranışsal eğilimleri ve fiziksel ihtiyaçları da kapsamaktadır.
Bowlby’in Bağlanma Kuramı üzerine Hazan ve Shaver ise (1987) güvenli, kaygılı/kararsız ve kaçıngan olmak üzere üç bağlanma stilini oluşturmuştur. Kaygılı bağlanma ve kaçıngan bağlanma güvensiz bağlanma türlerindendir. Bebeklik döneminde gelişmeye başlayan bağlanma, yaşam boyu sabit kalmaz. Yaşam deneyimleri ve stres verici durumlar bağlanma stilinin değişmesine yol açabilmektedir. Çocukluk döneminde güvenli bağlanma stiline sahip olan bir kişi yetişkinlikte karşılaştığı stresli yaşam olayları veya travmaları nedeniyle kaygılı bağlanma stiline yönelebilir. Benzer bir şekilde çocuklukta kaçıngan bağlanma stiline sahip bir kişi romantik ilişkisi sayesinde güvenli bağlanma stiline geçiş yapabilir. Her bağlanma stilinin kendine özgü özellikleri ve birey üzerinde etkileri bulunmaktadır.
Yetişkinlerde Bağlanma Stilleri
Bir yetişkinin bağlanma stili çocukluk döneminde bakım vereni ile geliştirdiği bağ kurma davranışına göre gelişmektedir. Bir yetişkinin çocukluk döneminde duygusal ve fiziksel ihtiyaçları karşılanmışsa güvenli bağlanma gerçekleşmiş olur. Tam tersi olarak bu ihtiyaçlara bakım veren kişi duyarsız ve ilgisiz kaldıysa ya da tutarsız davranışlar sergilediyse güvensiz bağlanma stilleri oluşur. Bu bağlanma stillerinin etkisi yetişkinlik döneminde ilişkilerde, sosyal etkileşimlerinde, iş hayatında, karar alma mekanizmalarında, duygu düzenlemelerinde, kişinin inanç sisteminde ve psikolojik sağlığında görülmektedir. Bu etkileri daha iyi belirleyebilmek için yetişkinlerde bağlanma stilleri testi ve envanterleri uygulanabilir.
Bağlanmadaki güven; ilişkisel deneyimleri, psikolojik sağlığı ve diğer insanları anlamayı etkilemektedir. Bağlanma stilleri güvene dayalı olarak güvenli bağlanma ve güvensiz bağlanma şeklinde iki ana gruba ayrılmaktadır. Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler olumsuz duygu ve davranışları daha az gösterirler, daha sağlıklı ve uzun süren ilişkiler kurarlar, bireylerin duygusal sıkıntılarına daha duyarlı olurlar, sağlıklı iletişim kurmaya ve işbirliği yapmaya açık olurlar. Ayrıca stresle başa çıkma mekanizmaları ve problem çözme becerileri gelişmiştir.
Yetişkinlerde güvensiz bağlanma stili kaygılı bağlanma ve kaçıngan bağlanma olarak ikiye ayrılmaktadır. Güvensiz bağlanma stiline sahip kişiler daha az olumlu duygular yaşarlar. Stresli yaşam olaylarına karşı daha dayanıksızdırlar. Bu da onların anksiyete ve depresyon gibi negatif duygularla başa çıkmalarını zorlaştırmaktadır. İş ortamında güven eksikliği nedeniyle ekip çalışmalarında zorluk yaşarlar, eleştiriye karşı aşırı duyarlı olurlar ve bağımsız karar verebilme becerileri de tam olarak gelişmemiştir. Sosyal ilişkilerde ise yakınlık kurma korkusu veya aşırı bağımlı olma davranışları sergilerler. Bu durum kişinin hem duygusal doyumunu hem de çevresel desteğini sınırlayarak stres, yalnızlık ve başarısızlık hisslerine sahip olmasına sebep olur. Güvensiz bağlanma stili ile başa çıkabilmek için farkındalık geliştirmek ve psikolojik destek almak önemlidir.
Bebeklerde Bağlanma Stilleri
Bağlanma, bebeklerin sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi ve gelişimlerini sürdürebilmesi için temel duygusal bağ kurma ihtiyacıdır. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamayan bir bebek, yetişkinlerden farklı olarak daha yoğun fiziksel bağlanma ihtiyacı duymaktadır. Beslenme, barınma, sağlık, hijyen ve bakım gibi temel fiziksel ihtiyaçlar bir bebeğin hayatta kalabilmesi için gereklidir. Ancak bir bebeğin sağlıklı gelişimi için yalnızca fizyolojik ihtiyaçlar değil yakınlık, sevgi, güven ve şefkat gibi duygusal ihtiyaçlar da büyük önem taşır. Dolayısıyla bir bebeğin güvenli ve güvensiz bağlanma stili hem fiziksel hem de duygusal ihtiyaçlarının bakım veren tarafından nasıl ve ne kadar karşılandığına göre şekillenmektedir.
Bebeklerde güvenli bağlanma stili, bebeğin bakım veren kişiyi hem “güvenli bir üs” hem de “tehlike anında bir sığınak” olarak görmesi ile gelişir. Güvenli bağlanma stilinin oluşması için bakım veren kişi, bebeğin keşfetme merakını desteklemeli ve onun öğrenme sürecini güçlendirmelidir. Yalnızca fiziksel değil sevgi, şefkat ve yakınlık duygularını hissettirmesi de oldukça önemlidir. Bakım veren kişi tüm ihtiyaçları tutarlı ve duyarlı bir şekilde karşılarsa bebek güvenli bağlanma stilini geliştirir. Ancak bakım veren kişi soğuk, mesafeli veya sürekli kaygılı bir tutum sergilerse bebek dünyayı tehlikeli ve öngörülemez bir yer olarak algılamaya başlar. Bu durum bebeğin güvensiz bağlanma çeşitleri olan kaygılı veya kaçıngan bağlanma stilleri geliştirmesine sebep olur.
Ainsworth (1978) bebek ve anne arasındaki ilişkiyi incelemek ve bağlanma stillerini gözlemlemek için yaptığı “Yabancı Ortam” çalışmasında güvenli bağlanma, kaygılı bağlanma ve kaçıngan bağlanma olmak üzere üç bağlanma stilini incelemiştir. Ardından bu bağlanma stillerine dezorganize (tutarsız) bağlanma stili eklenmiştir.
Bu bağlanma stillerine göre:
- Güvenli Bağlanma: Güvenli bağlanan bebekler annesi ile sık sık göz teması kurmaktadır. Oyuncaklarını keşfederek oynarlar ve paylaşırlar, annenin ayrılması durumunda ise daha az kaygılanırlar ve yabancı bir kişinin onu sakinleştirmesine izin verirler. Bu bağlanma stili bebeğin ihtiyaçlarının bakım veren tarafından güvenilir ve tutarlı şekilde karşılandığını göstermektedir. Güvenli bağlanma stiline sahip bebekler yetişkinlik döneminde özgüven sahibi olarak sosyal ve romantik ilişkilerinde güvenli bağlanma davranışı sergilerler.
- Güvensiz Bağlanma: Güvensiz bağlanma stiline sahip bebekler ise özgüvensiz bir şekilde büyürler. Çevresindeki insanları değersiz görme eğilimindedirler ve başkalarına güvenmekte zorlanırlar. Bu durum yetişkinlik döneminde kişilerarası ilişkilerinin zayıf olmasına neden olmaktadır.
- Kaygılı Bağlanma: Kaygılı bağlanan bebekler anneleri yanında olsa bile aşırı huzursuz olurlar ve ortamı keşfetmekte isteksizdirler. Annenin odadan ayrılması gibi stresli bir durumla karşılaşınca daha fazla kaygılanırlar. Anne geri döndüğünde ise sakinleşmekte zorlanırlar. Bu bağlanma stili bebeğin ihtiyaçlarının bakım veren tarafından tutarsız bir şekilde karşılanmasından ve bakım verenin müdahaleci tutumlarından kaynaklanmaktadır.
- Kaçıngan Bağlanma: Kaçıngan bağlanan bebekler bakım veren kişinin varlığında veya yokluğunda belirgin bir tepki göstermezler. Bakım veren kişi odaya geri döndüğünde bebek anne ile temas kurmaktan kaçınır. Bu bağlanma stili bebeğin ihtiyaçlarına bakım veren tarafından duyarsız kalınmış olduğunu göstermektedir.
- Dezorganize Bağlanma: Bu bağlanma stiline sahip bebekler tutarsız veya çelişkili davranışlar sergilerler. Bebek bakım verene yaklaşmak isterler ama aynı zamanda yakınlaşmaktan korkar. Bu bağlanma stili bebeğin travmatik veya istismarcı bir bakım ortamında büyümüş olduğunun belirtisi olarak görülebilmektedir.
Yapılan bu araştırma bebeklerin bağlanma stillerinin dünyayı ve diğer insanları nasıl algıladıklarını şekillendirdiğini göstermektedir. Bebeklik döneminde gelişmeye başlayan bağlanma stilleri ilişki deneyimlerini de açıklamaktadır.
İlişkide Bağlanma Stilleri
İnsanların ilişkisel bağlanma deneyimleri, yaşamlarının ilk yıllarında bakım vereniyle kurdukları bağ ile başlar. Bakım verenle kurulan ilk bağlanma stili kişinin ilerleyen dönemlerde diğer insanlarla kuracağı ilişkinin niteliğini belirlemekte ve yetişkinlikte kurulacak olan romantik ilişkilere de rehberlik etmektedir. Çocuklukta deneyimlenen şefkat, güven ve duygusal bağlılık gibi duygular romantik ilişkilerde bağlanma stilleri üzerinde etkilidir. Örneğin birey çocuklukta ilişkilerinde sınır koymayı mı yoksa fedakârlık yapmaya mı öğrenmiştir? Bu soruya verilen cevaplar bireyin bağlanma stili hakkında ipucu vermektedir.
Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler yakın ilişki kurmakta zorlanmazlar. Bu kişiler diğer insanları güvenilir olarak görme eğilimindedir ve ilişkilerinde terk edilme ya da güvensizlik duygularını yoğun olarak yaşamazlar. Güvenli bağlanma ilişki stiline sahip yetişkinler dürüstlük, hoşgörü ve duygusal yakınlık duygularına sahiptir. Partnerlerinin duygusal olarak açık davranmalarını sağlarlar ve onların da kendilerine güven duymasını desteklerler. Böylece güvenli bağlanma ilişkilerde sevgi ve güveni güçlendirmektedir.
İlişkilerde kaygılı bağlanma ise güvensizlik ve terk edilme duygusunun belirgin olarak yaşandığı bağlanma türüdür. Kaygılı bağlanan bireyler romantik ilişkide partnerlerinin kendilerini gerçekten sevmediğini, ilişki kurmak istemediklerini veya önem vermediklerini düşünürler. Bu nedenle onlardan sevildiklerine dair onay alma arayışı içerisine girerler. Parterinden ayrılma düşüncesi yoğun kaygı oluşturduğu için duygusal iniş çıkışlara, güvensizliklere ve kıskançlık davranışlarına yol açabilir.
Romantik ilişkilerde kaçıngan bağlanma durumunu daha iyi açıklamak için kayıtsız bağlanma stili kavramı da kullanılmaktadır. Kaçıngan-kayıtsız bağlanma stiline sahip kişiler partnerlerinin kendilerine fazla yakın davrandığını düşünürler ve yakın ilişki yaşamaktan kaçınırlar. Kendilerini olumlu olarak değerlendirirken başkalarını olumsuz olarak değerlendirmektedirler. Bu nedenle bu kişilerin kendilerine olan güvenleri fazla ancak ilişki kuracakları kişilere olan güvenleri ise daha azdır. Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler ilişkilerde yaşanan çatışmalar ya da stresli durumlarda duygularını bastırma veya gizleme eğilimindedirler. Bu durum duygusal yakınlığa karşı mesafeli olduklarını da göstermektedir. Sonuç olarak bağlanma stili yalnızca ilişkileri değil sevilme, değer görme ve bağ kurma biçimini de şekillendirmektedir.
Bağlanma Stilleri Testi
Bağlanma stillerinin doğru şekilde tespit edilebilmesi, bireyin yaşamındaki ilişki dinamiklerini ve duygusal süreçlerini derinlemesine anlaması için önemlidir. Bağlanma stilinin belirlenmesi, öncelikli olarak klinik görüşmeler ve gözlemler aracılığıyla gerçekleşir. Ancak daha kapsamlı ve güvenilir bir analiz için terapi sürecinde bağlanma stili testi kullanılarak çeşitli envanterlerden yararlanılabilir. Bağlanma testi yaş grubu, kullanım amacı ve bireysel farklılıklara göre çeşitlenir. Bağlanma stili testi psikoterapide değerlendirme sürecini destekleyen bir araç görevi görmektedir. Bu testler sayesinde bağlanma örüntüleri daha net bir şekilde ortaya çıkar, ilişkisel dinamikler daha iyi anlaşılır ve terapi süreci hedefe yönelik bir şekilde ilerler.
Güvenli Bağlanma Nedir?
Güvenli bağlanma bireyin bakım verenle duygusal bağ kurarken güvende, değerli ve desteklenmiş olarak hissettiği bağlanma stilidir. Bu bağlanma türü bireyin hem bağımsız hem de ilişkisel bir şekilde var olabilmesini sağlamaktadır. Güvenli bağlanma bireyin fiziksel ve duygusal ihtiyaçların tutarlı bir şekilde karşılandığı sevgi dolu bir ortamda gelişmektedir. Bu bağlanma stili diğer insanlarla sağlıklı ve güvenilir olan ilişkilerin kurulabilmesi için önemlidir.
Güvenli Bağlanma Belirtileri
Güvenli bağlanan bireyler hem kendi duygularını hem de karşısındaki bireylerin duygularını anlarlar. Karşısındaki kişilere tutarlı yanıtlar verirler. Sosyal ilişkilerde ve kriz anlarında etkili problem çözme becerilerine sahiptirler. Duygu düzenleme becerileri geliştiği için stresli yaşam olaylarına karşı daha işlevsel yanıtlar verirler. Güvenli bağlanma stiline sahip bireylerin olumlu zihinsel temsilleri gelişmiştir. Kendilerini değerli gördüğü gibi karşısındaki bireyleri de değerli olarak görürler. Onların da iyi niyetli, yardımsever ve güvenilir olduğunu düşünürler. İlişki kurdukları kişi ile yakınlık ve özerklik durumunda dengeyi kurabilirler. Hem duygusal bağlılık içinde hem de sınırlarını koruyarak kendilerini rahat hissederler. Sosyal ilişkilerinde davranışları uyumludur ve empati becerileri gelişmiştir.
Güvensiz Bağlanma Nedir?
Güvensiz bağlanma bireyin fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının tutarlı bir şekilde karşılanmadığı durumlarda gelişen bağlanma stilidir. Çocukluk döneminde bakım verene ulaşmakta güçlük yaşanması ya da ihtiyaçların tutarsız bir şekilde karşılanması güvensiz bağlanma türlerini meydana getirmektedir. Bunlar kaygılı ve kaçıngan bağlanma stilleridir. Bu bağlanma stillerine sahip bireyler tutarlı, destekleyici ve onaylayıcı bir ortamdan yoksun büyümüşlerdir. Bu nedenle yetişkinlik dönemlerinde sağlıklı, anlamlı ve güvene dayalı ilişkiler kurmakta zorlanırlar. Duygusal yakınlık, kendini ifade etme, ilişki kurma ve sürdürme konularında da güçlükler çekerler.
Güvensiz Bağlanma Belirtileri
Güvensiz bağlanan bireyler ilişkilerinde derin güvensizlik hissi ile hareket etmektedir. Terk edilme korkusuyla aşırı bağlanmaktan veya duygusal yakınlık kurmaktan kaçınma eğilimi gösterirler. Duygularını ifade etmekten çekinirler. Bu durum ilişkilerinde tutarsız ve karmaşık davranışlara yol açmaktadır. Duygu düzenleme ve problem çözme becerileri zayıf olduğu için stres, anksiyete ve depresyon gibi duygusal zorlayıcı durumlara karşı daha savunmasızlardır. Güvensiz bağlanma yetişkinlik döneminde düşük öz saygı ve ilişkilerde tatminsizlik gibi sonuçlarla ilişkilidir.
Güvensiz Bağlanma Nasıl Düzelir?
Güvensiz bağlanma stilini düzeltmek bireyin davranışlarını ve bu davranışların kökenindeki inançları anlamasıyla başlar. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR) terapisi gibi çeşitli psikoterapi teknikleri kullanılarak güvenli bağlanmayı geliştirmek mümkündür. BDT güvensiz bağlanma stilini oluşturan olumsuz düşünce kalıplarını bireyin fark etmesini ve daha işlevsel hale getirmesini sağlar. EMDR ise güvensiz bağlanmaya neden olan travmatik erken yaşam deneyimlerini işlenmesini ve anıların yeniden yapılandırılmasını sağlar. Güvensiz bağlanma tedavisi bireyin kendi duygusal ihtiyaçlarını anlamasına, sağlıklı sınırlar koymasına ve destekleyici ilişkiler kurmasına yardımcı olmaktadır.
Kaygılı Bağlanma Nedir?
Kaygılı bağlanma stili bireyin kendisini ve başkalarını olumsuz şekilde değerlendirdiği güvensiz bir bağlanma örüntüsüdür. Bu bağlanma biçiminde birey tam anlamı ile güvenlik ihtiyacının karşılandığını hissedemez. Bu nedenle yetişkinlerde kaygılı bağlanma belirgin olarak güvenlik ve onay arayıcılık özellikleri ile görülmektedir. Kaygılı bağlanma nedenleri arasında ilk olarak çocukluk döneminde tutarsız ve ilgisiz bakım verme yer almaktadır. Bakım veren kişi zaman zaman ilgi ve sevgi gösterirken diğer zamanlarda ise mesafeli ve soğuk davranır. Bu durum bireyin yetişkinlik döneminde duygusal dengesizlik ve terk edilme korkusu yaşamasına sebep olmaktadır. Ayrıca ayrılık, kayıp ve yas gibi travmatik yaşantılar; bireyin karar becerisini engelleyen aşırı koruyucu ebeveynlik; kaygılı bir bağlanma nesnesine (anne, baba, bakıcı) sahip olmak da kaygılı bağlanma örüntüsüne neden olabilmektedir.
Kaygılı Bağlanma Belirtileri
Kaygılı bağlanan bireyler partnerlerinin veya yakın oldukları kişilerin onları terk edeceğine dair sürekli endişe duymaktadırlar. Bu durum kişinin ilişkilerinde aşırı hassas olmasına ve bağımlılık geliştirmesine neden olur. Birey karşısındaki kişilerden sürekli ilgi, sevgi, destek ve onay alma arayışı içerisindedirler. Bu duyguları sürekli onaylatmak onların güven duygularını tatmin etmektedir. Ancak partnerleri ve çevresindeki kişiler tarafından bu durum bunaltıcı olarak bulunabilir.
Kaygılı bağlanan bireyler düşük benlik saygısına sahiptir. Kendisini sevilmeye değer biri olarak görmekte zorlanırlar. Bu nedenle çevresindeki kişilere karşı gerginlik yaratarak aşırı kıskanç tutumlar sergilerler. Çevresindeki kişilerin sözlerini, davranışlarını ve tepkilerini yanlış anlayabilme eğilimi gösterirler. Örneğin küçük bir tartışma anları bile onlar için yoğun terk edilme korkusunun tetiklenmesine ve yoğun duygusal dalgalanmalar yaşamasına sebep olabilmektedir.
Kaygılı Bağlanma Nasıl Düzelir?
Kaygılı bağlanan bireyler ilişkilerinde ve sosyal yaşamlarında duygusal tatminsizlik yaşarlar. Bu durum güven, sevgi ve ilgi ihtiyacının eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Kaygılı bağlanma tedavisi bu ihtiyaçları farkındalık ve psikoterapi süreci ile ele almaktadır. Psikoterapide BDT işlevsiz düşünce kalıplarını anlamaya ve yeniden yapılandırmaya yardımcı olur. Örneğin “Kimse beni sevmeyecek” gibi otomatik düşünceler belirlenerek bu işlevsiz inançlar yerine daha gerçekçi ve destekleyici olan “Başkaları ile sağlıklı ve destekleyici ilişkiler kurabilirim” düşünceleri yeniden oluşturulmaktadır. Ayrıca terk edilme korkusuyla başa çıkabilmek için bireyin daha sakin ve yapıcı bir şekilde tepki vermesini sağlayan duygu düzenleme becerilerinin geliştirilmesine de yardımcı olmaktadır. EMDR ise travmatik ve zorlayıcı bağlanma deneyimlerine odaklanarak bireyin sağlıklı bağlanma stillerine geçiş yapmasını sağlar. Örneğin sevgilisi tarafından terk edilmiş bireyin “İlişkilerde sürekli terk edilirim” düşüncesini, “Sevgiye ve güvene değer biriyim” şeklinde daha olumlu zihinsel temsiller ile yapılandırılmasını sağlar. Bu terapi tekniklerin yanı sıra sağlıklı iletişim becerileri ve farkındalık oluşturmak da kaygılı bağlanma stilinin düzelmesini sağlamaktadır.
Kaçıngan Bağlanma Nedir?
Bazı insanlar duygusal yakınlıktan kaçınmayı bir savunma mekanizması olarak benimser. Duygusal yakınlık ve bağlanmak onlara göre tehdit gibi algılanır. Bu durum erken yaşam deneyimlerine bağlı olarak gelişen kaçıngan bağlanma stilinin özellikleridir. Kaçınmacı bağlanma kişinin duygusal yakınlıktan uzak durma, bağımsızlık arayışını ön planda tutma ve duygularını paylaşmaktan kaçınma eğilimidir. Çocukluk dönemindeki bakım verenin ilgisiz, soğuk ve mesafeli tutumları kaçıngan bağlanmaya neden olmaktadır. Aynı zamanda duygusal ihmal ya da bakım verenin fiziksel olarak yokluğu da bireyin başkalarına güvenme ihtimalini azaltmaktadır. Başkalarına güvenmemesi ve yardım almayı reddetmesi bireyin sosyal yaşamında ve iş hayatında bağımsızlık ve kontrol arzusu duymasına neden olmaktadır.
Kaçıngan Bağlanma Belirtileri
Kaçıngan bağlanan kişiler ilişkilerinde yalnızlık, duygusal yoksunluk ve tatminsizlik duygularını yaşarlar. Yakın ilişkilerde uzun süreli bağlar kurmakta zorlanırlar, duygularını ifade etmek yerine bastırmayı ve gizlemeyi tercih ederler, partnerlerinin duygusal yakınlık çabasını fazla bulurlar, ilişkilerinde çaba göstermezler ve stresli ya da üzgün olduklarında yalnız başına olmayı tercih ederler. Stresli ve zorlayıcı durumlarda çevresindeki kişilerden destek almaktan kaçınırlar. İş hayatında ve ilişkilerinde kontrolün kendilerinde olmasını ve bağımsız olmayı tercih ederler. Bu yüzden kendi kendine yetebilme çabası gösterirler. Kaçıngan bağlanan bireyler yalnızlık duygusu ile baş edemediklerinde çevreleriyle ilişki kurmaya çalışırlar. Ancak bu yakınlık geçmiş travmatik ve zorlayıcı deneyimleri hatırlatırsa bireyi yeniden ilişkilerinden uzaklaştırmaktadır. Bu döngü bireyin çevresine karşı görünmez bir duvar örmesine sebep olmaktadır.
Kaçıngan Bağlanma Nasıl Düzelir?
Kaçıngan bağlanma stilini düzeltmek, kişisel farkındalık çalışmaları ve terapötik müdahalelerle mümkündür. Bireyin kaçıngan bağlanma stiline sahip olduğunu fark etmesi ve bunun ilişkilerine nasıl yansıdığını anlaması farkındalığın ilk adımıdır. Ancak farkındalık duyguların tanınması her zaman yeterli olmayabilir. Bağlanma stilini düzenlemek ve daha güvenli bağlanma davranışları geliştirilebilmesi için psikoterapi yöntemleri uygulanmaktadır. Psikoterapilerde BDT ve EMDR terapi gibi güçlü terapi teknikleri kullanılmaktadır. Olumsuz inanç ve davranışların yeniden yapılandırılması amacıyla kullanılan bu teknikler, kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyin yakınlık kurma korkularını aşmalarına yardımcı olarak yeni baş etme becerilerinin öğrenilmesine ve kalıcı hale gelmesine yardımcı olur. Bireyin bastırdığı veya gizlediği duygularının fark edilmesi, işlenmesi ve yeni işlevsel düşünceler ile değiştirilerek güvenli bağlanma davranışlarının geliştirilmesini sağlar. Psikoterapiler sayesinde duygusal ve bilişsel esneklik kazanıldığında kaçıngan bağlanma örüntüsü güvenli bağlanmaya dönüşür. Böylece bireyler hem kendilerine hem de başkalarına güvenle bağlanmayı öğrenir.
KAYNAKÇA
- Erdoğan Taycan, S., & Çepik Kuruoğlu, A. (2013). Evlilik uyumu ile bağlanma stilleri ve mizaç ve karakter özellikleri arasındaki ilişkilerin incelenmesi. Türk Psikiyatri Dergisi,
- Şenkal, İ., & Işıklı, S. (2015). Çocukluk çağı travmalarının ve bağlanma biçiminin depresyon belirtileri ile ilişkisi: Aleksitiminin aracı rolü. Türk Psikiyatri Dergisi, 26.
- Yıldızhan, E. (2017). Bağlanma teorisi ve bağlanma bozukluklarına genel bir bakış. Anadolu Kliniği, 22(1)
- Savcı, M. & Aysan, F. (2016). Bağlanma stilleri, akran ilişkileri ve duyguların internet bağımlılığını yordamadaki katkıları. Addicta: The Turkish Journal on Addictions, 3, 401–432.
- Thompson, R. A. (2006). Erken dönemde bağlanma ve sonraki gelişim üzerindeki etkileri. Türk Psikoloji Bülteni, 12(38), 113.
- Sümer, N. (2006). Yetişkin bağlanma ölçeklerinin kategoriler ve boyutlar düzeyinde karşılaştırılması. Türk Psikoloji Dergisi, 21(57), 1-22.
- Bowlby, J. (1969). Attachment and loss: Attachment. 1. Cilt, New York, Basic Books.
PDF sitesi linki: https://mindsplain.com/wp- content/uploads/2020/08/ATTACHMENT_AND_LOSS_VOLUME_I_ATTACHMENT.pdf
- Ainsworth, M. D. S., Blehar, M. Waters, E. & Wall, S. (1978), Patterns of Attachment. Hillsdale, N)’: Lawrence Erlbaum Associates.
PDF sitesi linki: https://mindsplain.com/wp-content/uploads/2021/01/Ainsworth-Patterns-of-Attachment.pdf