Anasayfa
Blog
Randevu Al
Whatsapp

Bilişsel Davranışçı Terapi Teknikleri Nelerdir ?

Bilişsel Davranışçı Terapi psikolog sahika izgi yilmaz bdt nedir

Bilişsel Davranışçı Terapi Teknikleri Nelerdir ?

Picture of Şahika İzgi Yılmaz

Şahika İzgi Yılmaz

Tüm Yazılar

Paylaş

Hayat duygusal ve fiziksel zorluklarla karşı karşıya kalınan bir yolculuk gibidir. Bu yolculukta karşılaşılan olumsuz deneyimler bireyin zihninde olumsuz düşüncelerin yankılanmasına neden olmaktadır. “Ya yine başarısız olursam?”, “Kimse beni anlamıyor…” veya “Bu hisler hiç geçmeyecek…” gibi karamsar düşünceler zamanla bireyin hayatını şekillendiren güçlü bir etki haline gelmektedir. Ancak insan gerçekten bu düşünceler tarafından mı yönetilmektedir? Filozof Epiktetos’un şu sözü bu durumu anlamak açısından bir bakış açısı oluşturmaktadır: “İnsanlar olayların kendisinden değil, o olaylara yükledikleri anlamlardan dolayı sıkıntı çekerler”. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) de tam olarak bu noktaya değinerek bireyin yaşadığı olaylara yüklediği olumsuz anlamları daha işlevsel ve uyumlu hale getirmeyi hedeflemektedir. Bilişsel davranışçı terapinin bu yaklaşımı bireyin düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki ilişkiyi inceleyerek gerçeği yansıtmayan çarpıtılmış inançları ve düşünce kalıplarını yeniden yapılandırmaktadır.

Bilişsel Davranışçı Terapi nedir?

Bilişsel Davranışçı Terapi düşüncelerin duygu ve davranışlar üzerinde belirleyici bir etkisi olduğunu vurgulayan yapılandırılmış ve kanıta dayalı bir terapi yaklaşımıdır. BDT’nin temel amacı bireyin işlevsel olmayan ve gerçekçi dışı düşünce yapılarını tespit ederek daha uyumlu ve işlevsel hale getirmektir. BDT’nin odak noktası, bireyin zihninde genellikle bilinçsiz olarak ortaya çıkan otomatik düşüncelerin fark edilmesidir.

Otomatik düşünce yapıları zamanla alışkanlık haline gelir ve birey tarafından bu düşünceler sorgulamadan kabul edilir. Örneğin mükemmeliyetçi kişi “Yeterince iyi değilim.”, sınav kaygısı yaşayan biri “Bu sınavda kesin başarısız olacağım.”, değersizlik duygusu yaşayan biri “Kimse beni sevmiyor” şeklinde düşünceler geliştirir ve bu düşünceler kişinin duygu ve davranışlarını etkisi altına alınır. BDT, bireyin bu otomatik düşüncelerini fark etmesini ve bu düşünce yapılarını sorgulamasına yardımcı olarak daha gerçekçi ve işlevsel düşünce kalıplarını geliştirilmesini sağlar.

Bilişsel Davranışçı Terapi yalnızca otomatik düşünceleri incelemez. Ayrıca otomatik düşüncelerin temelini oluşturan “Temel İnançlar” ve bu düşüncelerin yansıması olan “Ara İnançları” da değerlendirir. Temel inançlar bireyin kendisi, çevresi ve diğer insanlar hakkında sahip olduğu derin bilişsel varsayımlardır. Bu düşünce yapıları daha çok erken dönem yaşantılarından etkilenmektedir. “Ben değerli değilim.”, “Ben yetersizim.”, “Ben başarısızım.” gibi sıklıkla çaresizlik, sevilmeme ve değersizlik duygularını kapsar.

Ara inançlar ise temel inançların daha yüzeyde görülen yansımalarıdır. Ara inançlar günlük yaşamdaki tutum, kurallar ve beklenti cümleleri ile şekillenmektedir. “Eğer güzel olmazsam sevilmem.”, “Yardım istersem zayıf görünürüm.” ya da “Duygularımı belli edersem incinebilirim.” gibi ifadeler bireyin günlük yaşamında nasıl davrandığını ve davranışlarının sonuçlarının nasıl olabileceğini belirlemektedir.

Olumsuz temel inançlar ve ara inançlar depresyon, kaygı bozuklukları, öfke problemleri gibi çeşitli psikopatolojik durumlara zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle BDT bireyin düşünce yapılarının arkasındaki bilişsel çarpıtmalarını tespit etmesini, sorgulamasını ve daha gerçekçi işlevsel inançlar ile değiştirmesini sağlamaktadır.

Bilişsel Davranışçı Terapi hangi durumlarda fayda sağlar?

Bilişsel Davranış Terapi farklı yaş gruplarından ve farklı kültürlerden birçok kişiye uygulanabilen esnek ve etkili terapi yaklaşımıdır. Çocuklardan ergenlere, yetişkinlerden yaşlı erişkinlere kadar her yaş grubuna özel olarak yapılandırılmış yöntemleri bulunmaktadır. Bu özelliği sayesinde bilişsel davranışçı tedavi birçok psikopatolojik duruma fayda sağlamaktadır.

Bilişsel Davranışçı Terapi’nin fayda sağladığı başlıca durumlar:

  • Depresif Duygudurum Bozukluğu,
  • Kaygı Bozuklukları (Anksiyete),
  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu,
  • Fobiler,
  • Öfke Kontrol Sorunları,
  • Yeme Bozuklukları,
  • Madde Kullanım Bozuklukları.

BDT bireylerin yalnızca işlevsel olmayan inançlarını yeniden yapılandırmakla kalmaz aynı zamanda problem çözme, stresle başa çıkma ve duygusal düzenleme gibi işlevsel becerilerin de geliştirilmesine yönelik uygulamalar sunar. BDT’nin etkili sonuçlar vermesi ve geniş uygulama alanını sunması modern psikoterapide öne çıkan yöntemlerden biri olmasını sağlamaktadır.

Bilişsel Davranışçı Terapi teknikleri nelerdir?

Bilişsel Davranışçı Terapi teknikleri ve uygulamaları davranışsal ve bilişsel teknikler olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu teknikler bireyin yaşadığı probleme, duygusal ihtiyaçlarına ve terapi sürecinde yapılan değerlendirmelere bağlı olarak değişmektedir.

Davranışsal Teknikler

  • Maruz Bırakma ve Tepki Önleme: BDT terapisi maruz bırakma tekniği ile bireyin korktuğu veya kaçındığı durumlarla güvenli bir şekilde yüzleşmeyi sağlar. Ardından tepki önleme aşamasında bireyin sıklıkla yaptığı “kaçınma” davranışından vazgeçmesini hedefler. Örneğin yükseklik korkusu olan bireyin terapist rehberliğinde kontrollü bir şekilde yükseğe çıkması sağlanabilir veya mikrop bulaşma korkusu olan birinin elini yıkama davranışı kısa süreliğine de olsa engellenmesi hedeflenebilir.
  • Davranışsal Aktivasyon: BDT’nin başlangıç aşamalarında bireyin davranış hedeflerine uygun olan günlük aktiviteler planlanır. Bu teknik özellikle depresif ve kaygılı bireylerde harekete geçme motivasyonunu arttırır. Sınav kaygısı yaşayan bir öğrencinin günde en az 30 dakikalık bir yürüyüş yapmasını belirlemek bu tekniğe örnek olarak gösterilebilir.
  • Rol Play: Bireyin belirli durumlarda yaşadığı duygusal zorlanmaları önceden prova etmesini ve bu durumlara karşı hazırlıklı olmasını sağlayan bir yöntemdir. Örneğin, ilk kez iş görüşmesine girecek bir kişinin seans odasında bu görüşmeyi terapist ile prova yapması onun görüşmede yaşayabileceği olası kaygı durumunu yönetebilmesine yardımcı olur.
  • Gevşeme ve Nefes Egzersizleri: Bu teknik, bireyin bedensel gerginliğini azaltarak stres, kaygı ve depresif duyguları kontrol edilebilmesine, baş etme becerilerini geliştirebilmesine, bedensel ve bilişsel rahatlama sağlayabilmesine yardımcı olur.

Bilişsel Teknikler

  • Olumsuz Düşünceleri Tespit Etme: Bireyin günlük hayatta karşılaştığı olaylara verdiği tepkileri ve bu tepkilerdeki olumsuz düşünceleri fark etmesini sağlar. Örneğin sürekli işlerini erteleyen bir bireyin aslında “Bu işi başaramayacağım.” şeklinde var olan otomatik düşüncesini tespit edebilmesine yardımcı olur.
  • Altta Yatan Düşünceyi Tespit Etme: Olumsuz düşüncenin temelindeki köklü ve derin inanca ulaşmayı hedefler. Örneğin “Bu projeyi başaramayacağım” düşüncesinin temelinde “Ben yetersizim” gibi bir temel inanç olabilir. Bu olumsuz temel inanç bireyin hangi durumlarda yoksunluk ve yetersizlik hissi yaşadığını göstermektedir.
  • Kanıt Bulma: Bu teknikte olumsuz temel düşüncenin doğruluğu kanıta dayalı bir şekilde sorgulanması amaçlanır. Örneğin “Bu projeyi başaramayacağım.” düşüncesi için bireyin bu inancını destekleyen ve çürüten gerçekleri somut bir şekilde değerlendirme yapması istenir. Böylece birey daha gerçekçi bakış açısı geliştirerek rasyonel bir şekilde hareket edebilmeye başlar.
  • Çifte Standart: Çifte standart, bireyin kendisine ve başkalarına yönelik aynı durumlarda farklı ölçütler kullanmasıdır. Kendi hatalarını aşırı eleştirirken, başkalarının aynı hatalarını daha anlayışlı ve hoşgörülü bir şekilde değerlendirmesi çifte standart uygulamasıdır. Bu teknikte bireyin kendisine yönelik eleştirel düşüncelerini eğer bir başkası aynı durumda olsaydı nasıl değerlendireceğini sorgulamasını istenir.  Bu teknikteki amaç, bireyin kendisine karşı öz şefkatini güçlendirmek ve tarafsız olmasını sağlamaktır.

Bilişsel Davranışçı Terapide Ev Ödevi Örnekleri

Bilişsel Davranışçı Terapi, değişimin yalnızca seans odasında olmasını değil bireyin günlük yaşamında da sürdürebilmesini hedeflemektedir. BDT’nin önemli unsurlarından biri olan ev ödevleri bireyin günlük yaşamında da değişim ve gelişim göstermesini sağlamaktadır. BDT’de Ödevler terapi sürecini destekler ve danışanın sorumluluk alarak aktif katılım sağlamasına yardımcı olur.

Bilişsel Davranışçı Terapide ev ödevlerinin temel amaçları:

  • Öğrenilen becerilerin pratiği yapılarak pekiştirilmesi,
  • Öz farkındalığı arttırılması,
  • Duygu ve davranış değişikliğini desteklenmesidir.

Ev ödevleri bireyin duygusal durumuna, yaşadığı zorluklara ve terapi hedeflerine yönelik olarak belirlenmektedir.  Bilişsel Davranışçı Terapi’de kullanılan ev ödevi örnekleri:

  • Olumsuz Düşünceleri Kayıt Formu: Bireyin bir sonraki seansa kadar kendisini kötü, stresli, depresif veya öfkeli hissettiği durumları not alması istenir. Bu çalışmada bireyin negatif duyguları hangi ortamda, kimlerle ve ne zaman yaşadığı kayıt altına alınır. Düşünce kayıt formunda birey hangi otomatik düşünceleri zihninde oluşturduğu, bu düşünceleri destekleyen ve desteklemeyen kanıtlarının ne olduğunu belirlemeye çalışır. Bu ev ödevi bireyin yaşam olaylarının, düşünce, duygu ve davranış üzerindeki etkisini fark etmesine yardımcı olur.
  • Maruz Bırakma Çalışması: Bireyin korktuğu veya kaçındığı durumlarla adım adım yüzleşmesini sağlayan maruz bırakma tekniği özellikle fobi ve sosyal kaygı bozukluklarında etkilidir. Örneğin sosyal kaygısı olan bireyin kalabalık bir kafede 10 dakika oturması ve deneyimlerini gözlemlemesi ödev olarak verilebilir. Bu tür ev ödevleri bireyin kaçınma davranışını azaltarak korkularını yönetebilmesine yardımcı olur.
  • Beceri Geliştirme Uygulamaları: Bireyin terapi hedeflerine ulaşabilmesi için yeni beceriler deneyimlenmesi oldukça önemlidir. Örneğin sosyal ilişkilerde öz güven kazanmasına yardımcı olmak için sosyal iletişim becerileri, öfke kontrolünü sağlamak için gevşeme ve regülasyon becerileri geliştirilebilir.
  • Günlük Faaliyet Planı: Bu ödev depresyon, kaygı ve umutsuzluk gibi duygusal zorluklar yaşayan bireylerde kullanılmaktadır. Bireyin hoşlandığı ve kendisini iyi hissettirecek aktiviteler belirlenerek gün içinde bu faaliyetlere katılması hedeflenir. Günlük aktivite planı bireyin gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirleyerek sorumluluklarını yerine getirmesini hem de keyif aldığı aktiviteler sayesinde duygusal dengesini sağlayabilmesini amaçlar. Örneğin depresif duygular hisseden bireyle görüşme sırasında günlük bir plan hazırlanır. Bu planda hobi ve etkinliklerin yanı sıra yapılması gereken iş ve sorumluluklar da yer alır. Bu sayede birey gün boyunca duygusal dengeyi koruma, özgüvenini güçlendirme, sosyal ilişkilerini geliştirme ve zaman yönetimi becerilerini kazanma fırsatı bulur.

Kaygı Bozukluklarında Bilişsel Davranışçı Terapi

Kaygı birçok insanın hayatının belirli dönemlerinde yaşadığı ve korkuya benzeyen duyguların açığa çıktığı bir durumdur. Kaygı kimi zaman bireyi zirveye taşıyan motivasyon kaynağı oluştururken kimi zaman ise bireyin tüm enerjisini tüketen görünmez bir engel haline gelmektedir. Patolojik bir ortam yaratmadığı sürece stres karşısında harekete geçme ve kaçınma mekanizmalarını tetikleyerek hayatta kalmayı sağlar. Ancak kaygı, stresle baş edilemeyen durumlarda nedeni olmayan bir sıkıntı, bir felaket gelecekmiş hissi, yerinde duramama, kas gerginliği, kolay yorulma, uyku bozukluğu, konsantrasyon güçlüğü ve irritabilite (aşırı uyarılma) gibi belirtilerle bireyin yaşam doyumunu olumsuz bir şekilde etkilemektedir.

Peki, insanlar kaygıyı sessiz bir düşman gibi görmeyi ya da verimliliğin bir anahtarı olarak algılamayı nasıl başarırlar? Bilişsel davranışı yaklaşım bu durumu duygu, düşünce ve davranışlar arasındaki etkileşim ile açıklamaktadır. Örneğin sınav kaygısı yaşayan biri “Bu sınavı asla kazanamayacağım. Başarısızım.” şeklinde işlevsiz bir düşünceye sahip olabilir. BDT, bireyin zihninde yer alan işlevsiz ve otomatik düşünceyi “Bu sınavı çalışmam lazım. Zamanım az ama adım adım çalışırsam üstesinden gelebilirim” şeklinde daha işlevsel düşünceye dönüştürerek bireyin kaygısını yönetilebilir bir düzeye getirmesine yardımcı olur.

Kaygı bozuklukları tedavisinde BDT’nin ilk adımı bireyin olumsuz düşünce kalıplarını fark etmesini sağlamaktır. Bu süreçte bireye düşünce kayıt formu tutma veya günlük yazma gibi ödevler verilebilir. Bu çalışmalar bireyin olumsuz düşüncelerinin farkına varmasını ve bu düşüncelerin yaşamına olan etkisini değerlendirmesini sağlar. Ardından işlevsiz otomatik düşüncelerin yerine işlevsel alternatif düşüncelerin üretilmesi sağlanır. Böylece stresli durumlarda yoğun korku duyguları regüle edilerek daha gerçekçi ve daha yapıcı bir hale getirilir.

Kaygılı durumlarda bireyin davranış değişikliğini sağlayabilmek için küçük ve ulaşılabilir hedefler belirlemesi önemlidir. Örneğin sosyal kaygısı olan bireyin ilk adımda yakın arkadaşı ile sohbet etmesi, ikinci adımda küçük bir grupta fikirlerini paylaşması ve son olarak üçüncü adımda kalabalık bir ortamda soru sorması planlanabilir.  Bu çalışma küçük adımlarla kaygı seviyesini azaltmayı ve bireyin baş etme mekanizmalarını geliştirmeyi sağlar.  BDT yalnızca kaygı bozukluğuna neden olan duygusal yükü hafifletmez bireyin zorluklar karşısında psikolojik dayanıklılığını arttırmasını sağlar.

Depresyon ve Bilişsel Davranışçı Terapi

Üzüntü duygusu hayal kırıklığı, başarısızlık ve acı veren bir kayıp karşısında ortaya çıkan bir duygudur. Bu duygunun yoğunluğu arttığında ve kronik hale geldiğinde depresyon olarak tanımlanmaktadır.  Depresyon sürekli çökkün duygudurum, karamsarlık, isteksizlik, yorgunluk, pişmanlık, suçluluk,  konsantrasyon güçlüğü, uyku ve iştah bozukluğu gibi bilişsel, duygusal ve fiziksel belirtiler ile tanımlanmaktadır. Bu belirtiler giderek artmaya başladığında birey önceden yapmış olduğu faaliyetlerden zevk alamamaya, iş ve sorumluluklarını aksatmaya, sosyal ve aile ilişkilerinde bozulmalar yaşamaya başlar. Ayrıca kişisel bakım ve günlük ihtiyaçlarını da ihmal edebilir. Peki bireyi bu kadar esir alan depresyon, aslında düşüncelerinin meydana getirdiği bir yanılsama olabilir mi?

Bilişsel Davranışçı Terapi, depresif düşünce ve duyguların bireyi nasıl yanıltabileceğini ve bu depresyon döngüsünün nasıl kırılacağını gösteren etkili bir terapi yaklaşımıdır. BDT, depresyonun ne zaman başladığını, ne sıklıkla yaşandığını ve şiddetinin ne ölçüde olduğunu değerlendirerek terapi sürecine başlar.  Ardından depresyonun kısır döngüsünün nasıl meydana geldiğini değerlendirir. Depresyon döngüsü sıklıkla olumsuz erken yaşam deneyimleri, başarısızlık, travmatik olaylar ya da sürekli stres yaratan olumsuz olaylarla tetiklenmektedir. İş kaybı, ilişkiden ayrılmak, sınav kaygısı, hastalık veya sevilen birinin ölümü örnek olarak gösterilebilir. Bu olaylar karşısında bireyin zihninde “Ben hiç mutlu olamayacağım.” veya “Kimse beni sevmeyecek.” gibi işlevsiz ve otomatik düşünceler oluşur. Bu düşünceler bireyin kendisi, dünyası ve geleceği ile ilgili karamsar bakış açılarını arttırır.  Ardından çaresizlik, umutsuzluk, üzüntü, suçluluk gibi duygular depresyonun merkezine yerleşir. Baş edemediği duyguların altında kalan birey sosyal çevreden uzaklaşır, erteleme davranışı geliştirir, keyif verici etkinliklerden kopar ve işlevsiz alışkanlıklar sergilemeye başlar. Böylece bu döngü tekrar eder ve depresyonun sürekliliği artar.

Bilişsel Davranışçı Terapi bireyin depresif duygulardan uzaklaşarak, öz güvenini ve öz şefkatini geliştirebilmesi için planlı ve yapılandırılmış bir yol haritası sunar.

Depresyon nedeniyle sürekli yorgun, keyifsiz, üzgün ve umutsuz hisseden bireyler harekete geçmekte ve zamanı yönetmekte zorlanmaktadır. Bunun için BDT terapisti, bireyin keyif aldığı etkinlikleri, iş ve sorumlulukları gibi günlük yaşam faaliyetlerini içeren haftalık bir “Faaliyet Planlaması” oluşturur. Günlük rutinlerin ve küçük adımların planlanması bireyin pasif yaşamını daha aktif hale getirir ve duygusal sağaltım sürecini destekler. BDT, depresyon bozukluğu olan bireyin yalnızlık duygusunu azaltmak için psikososyal destek ağlarının güçlendirilmesini de sağlar. Örneğin, depresyonda olan bir bireyin, başlangıçta kısa yürüyüşler yapması, ardından arkadaşlarıyla kısa görüşmeler planlaması ve sonra sosyal etkinliklere katılması gibi aşamalarla ilerlemesi sağlanır. BDT süreci olumlu olarak sona erdiğinde birey geçmişte saplandığı düşünce ve duygularının değiştirilebilir olduğunu keşfederek psikolojik dayanıklılığını arttırmaktadır.

Bilişsel Davranışçı Terapi ile Öfke Kontrolü Sağlamak

Öfke insanların altı temel duygusundan biridir ve doğru bir şekilde ifade edildiğinde sağlıklı ve faydalı bir duygudur. Bireyi harekete geçirebilir, ihtiyaçlarını dile getirmesini sağlayabilir ve sınırlarını korumasına yardımcı olabilir. Ancak kontrol edilemeyen, bireyin kendisine ve çevresine zarar veren öfke; duygusal ve bilişsel sağlığa zarar vermektedir.  Bilişsel Davranışçı Terapi ekolü öfke kontrolünü sağlamak isteyen bireyler için sıklıkla kullanılan terapi yaklaşımlarından biridir.

BDT, öfkeyi yalnızca bir duygu olarak ele almaz. Düşünce, davranış ve fizyolojik tepkilerden oluşan bir süreç olarak değerlendirir. Bireyin öfke duygusunun anlamak için bastırılan ve bilinçdışında yer alan duygular ve otomatik düşüncelerle birlikte çalışır. Örneğin bir kişi sevgilisini aradığında ve ona ulaşamadığında “Telefonlarımı açmadı ona bu yüzden öfkeliyim” diye düşünebilir. Ancak durum çoğu zaman bu kadar basit değildir. Bireyin zihnindeki düşünce “Telefonlarımı açmadı çünkü bana değer vermiyor ve beni terk edecek.” gibi daha derin ve işlevsiz bir inanç olarak yer alabilir. Bu düşünce öfkeyi tetikler, bireyi rahatsız eder ve sonunda sevgilisine kızarak bir tartışma başlatır. Bilişsel Davranışçı Terapi tam da bu noktada bireyin öfke duygusunun temelinde yer alan düşünce yapısına ulaşmasını ve sağlıklı bir iletişim biçimi ile kendisini ifade edebilme becerisini kazanmasını sağlar.

Öfke kontrol bozukluğunda BDT ilk olarak düşünceyi tanımlama ve bu düşüncenin gerçekliğini sorgulama ile başlangıç yapar. Ardından işlevsel olmayan bu düşünce yapısına rasyonel ve alternatif düşünceler geliştirir. Birey öfkelendiği durumlara karşı farkındalığını arttırabilmek için düşünce günlüğü tutmak veya davranışsal aktivite planlamak gibi ödev çalışmaları uygulanabilir. BDT, öfke duygusunun bireyin davranışlarından etkilendiğini öne sürer ve öfkenin daha sağlıklı bir şekilde ifade edilmesini sağlamak için çalışır. Öfke ifadesini geciktirerek sakinleşmeyi sağlamak amacıyla gevşeme ve nefes egzersizleri de sıkça kullanılmaktadır. Sonuç olarak öfke bir duygudur ve bireyin nasıl yönettiği ile ilgilidir. Eğer ortada bir çatışma ya da problem varsa kişinin kendi kaynaklarına yönelerek çözüm becerilerin geliştirilmesi öfke kontrolü için oldukça önemlidir.

Bilişsel Davranışçı Terapi ile Obsesif Kompulsif Bozukluk için Etkili Çözümler

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) stresli durumlarda takıntılı düşünceler (obsesyon) ve bu düşüncelerin ortaya çıkardığı kaygıyı azaltmak amacıyla yapılan düşünce, davranış ve kurallarla (kompulsiyon) tanımlı bir psikopatolojik bir durumdur. Örneğin “Ellerim temiz mi?”, “Bir hata yaptım mı?”, “Fişi çektim mi?” şeklindeki tekrarlayan düşünceler obsesyondur. Elleri belirli bir sayıda yıkamak veya eve gidip fişin çekili olduğundan emin olmak için sürekli kontrol etmek kompulsif davranışlara örnektir. OKB, bireyin sosyal işlevselliğini önemli ölçüde etkiler ve zamanla yaşam doyumunu azaltır. Bilişsel Davranışçı Terapi, OKB ile başa çıkmak ve bireyin yaşamını yeniden uyumlu hale getirebilmek için öne çıkan psikoterapi yöntemlerinden biridir.

Bireyin kirlenme korkusu, kontrol kaybı ve düzen takıntısı gibi istenmeyen ve rahatsız edici obsesyonları yoğun kaygı bozukluğunu ortaya çıkarır. Birey kaygıyı azaltmak için ise sürekli el yıkama, sayı sayma, kontrol etme gibi tekrar eden davranışlar veya ritüeller sergilerler. Bu davranış ve ritüeller bireyi kısa süreli bir rahatlatsa da bu döngü sürekli olarak tekrar eder. BDT, OKB tedavisinde sıklıkla ‘Maruz Bırakma ve Tepki Önleme’ tekniğini kullanır. Bu yöntemde birey kaygı yaratan düşüncelere maruz bırakılır ve kaygı ile başa çıkarken yaptığı tekrarlayıcı davranışları engellemesi öğretilir. Burada önemli olan nokta bireyin rahatsızlık veren duruma adım adım yaklaşması ve kompulsiyonları yavaşça engellemesidir. Örneğin mikrop kapma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonu olan bir birey, kapının kolunu tutarak mikroba maruz bırakılabilir. Ancak maruz bırakma sırasında bireyin düşüncelerinin yeniden yapılandırılması önemlidir. “Ellerimi yıkamazsam mikrop bulaşır” gibi işlevsiz bir düşünce yerine daha rasyonel ve gerçekçi olan “Ellerimi yeterince yıkadım ve şuan bu beni güvende tutar.” düşüncesi getirilmelidir. Buu uygulamalar esnasında yoğun duygusal süreçler deneyimlenebilir. Bu nedenle OKB’ye eşlik eden yoğun kaygıyla başa çıkabilmek için gevşeme teknikleri ve nefes egzersizleri uygulaması kullanılır. Sonuç olarak BDT bireyin kaygı ile başa çıkabilme becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olarak takıntılı düşünce ve zorlayıcı davranış döngüsünü kırar.

Bilişsel Davranışçı Terapi kaç seans sürer?

Bilişsel Davranışçı Terapi bireyin ihtiyaçlarına ve terapi hedeflerine göre yapılandırılmış bir süreçtir. İlk 2-3 seansın ardından terapi hedefleri doğrultusunda kaç seans süreceği öngörülebilmektedir. Ancak tam ve kesin olarak kaç seans süreceği bireyin terapi sürecindeki iş birliğine, terapideki devamlılığına ve terapist ile birlikte vermiş olduğu karara bağlıdır. Gündelik yaşam problemleri gibi daha az zorlayıcı duygusal süreçlerde 6 ila 10 seanslık kısa terapi görüşmeleri yeterli olabilirken daha karmaşık ve uzun süreli psikopatolojik durumlarda terapi seanslarının sayısı ve sıklığı artış gösterebilmektedir. Örneğin kriz veya travma sonrası birey, yoğun desteğe ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle haftada birden fazla seans planlanabilir. Birey kendisini daha iyi hissetmeye başlamasıyla birlikte seansların sıklığı aşamalı bir şekilde azaltılır. Haftada bir yapılan seanslar zamanla iki haftada bir ve ayda bir şeklinde azaltılır. Psikoterapi süreci olumlu bir şekilde sona erdikten sonra bireyin desteklenmesi amacıyla güçlendirme seansları uygulanır. Bu seanslar terapi bittikten 3, 6 ve 12 ay sonrası için planlanır. Güçlendirme seanslarının temel amacı bireyin yaşadığı zorlayıcı psikolojik süreçlerin nüks etmesini (tekrarlaması) önlemektir. Sonuç olarak BDT süreci bireyin terapi hedeflerine, duygusal ihtiyaçlarına göre yapılandırılan aşamalı ve sürdürülebilir bir terapi yaklaşımıdır.

Online Bilişsel Davranışçı Terapi seansı yapılır mı?

Dijitalleşen dünya ile birlikte artık online terapi imkanları ve uygulamaları daha yaygın hale gelmiştir. Online Bilişsel Davranışçı Terapi video konferans uygulamaları ile kolaylıkla yapılmaktadır. BDT’de paylaşılan ödevler, formlar ve egzersizler de online platformlarla veya e-posta yolu ile danışanlara iletilebilmektedir.  Online Bilişsel Davranışçı Terapi bireylere pek çok avantaj sağlayarak terapiye erişimi ve ulaşılabilirliği kolaylaştırmaktadır. Zaman tasarrufu sağlaması, bireyin konforlu ve rahat hissettiği ortamda terapiye katılabilmesi, esnek saatler sunması ve ulaşım ihtiyacını ortadan kaldırması bu terapi yönteminin tercih edilmesini sağlamıştır.

Bilişsel Davranışçı Terapi ile İlaç Tedavisi Birlikte Kullanılabilir Mi?

Bilişsel Davranışçı Terapi ile ilaç tedavisi birlikte uygulanabilmektedir. BDT ile ilaç tedavisi kombinasyon uzun süreli ve psikopatolojik durumlarda etkili sonuç vermektedir. Ayrıca BDT sürecinde danışanın durumu değerlendirildikten sonra psikiyatri desteği de önerilebilir. Psikiyatriye yönlendirme gereken durumlarda danışanla değerlendirme yapılır ve karar verilir. Dolayısıyla BDT ve ilaç tedavisi birbirleri ile uyumlu olarak çalışmaktadır. İlaç tedavisi nörolojik dengeyi sağlarken BDT ise bilişsel ve duygusal desteği sağlamaktadır. Bu iki yaklaşım bir araya gelerek bireyin hem bilişsel süreçlerini hem de fiziksel belirtilerini ele alarak daha kapsamlı ve bütüncül bir iyileşme süreci oluşturur.

KAYNAKÇA

Amerikan Psikiyatri Birliği. (2014). Mental bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı (5. baskı, Çev. M. Şahin, S. İmamoğlu, & F. Akdemir). Hekimler Yayın Birliği.

Beck, J. S. (2014). Bilişsel davranışçı terapi: temelleri ve ötesi. M. Şahin , I. Tarı Cömert (çev.), İstanbul: Nobel Akademik Yayıncılık.

Türkçapar, M. H. (2018). Bilişsel davranışçı terapi temel ilkeler ve uygulama. İstanbul: Epsilon Yayınevi.

Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler Derneği. Bilişsel Davranışçı Terapi nedir? Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler Derneği. https://www.bilisseldavranisci.com/halka-yonelik/3/bilissel-davranisci-terapi-nedir

Özcan, Ö., & Gül Çelik, G. (2017). Bilişsel Davranışçı Terapi. Türkiye Klinikleri Çocuk Psikiyatrisi, 3(2), 115-120.

Şahika İzgi

Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden onur derecesi ile mezun olduktan sonra burslu olarak başladığı FMV Işık Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını tamamlamıştır.

Tüm Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: