Epiküros (MÖ 341-270) “Hazza ihtiyaç duyduğumuz an, hazzın yokluğundan dolayı acı hissettiğimiz andır.” sözleri ile hedoni ve anhedoni kavramlarına açıklık getirmiştir. Bu bakış açısı yaşamın amacını haz almak ve acıdan kaçınmak olarak gören hedonizm felsefesinin temelini oluşturmaktadır. Yunanca’da “haz” anlamına gelen “hedone” kelimesinden türeyen hedonizm, kişinin hazza yönelmesi ve acıdan uzak durmasını vurgulamaktadır.
Anhedoni Nedir?
Peki anhedoni ne demek? Anhedoni, olamamak anlamına gelen “an” ve haz anlamına gelen “hedoni” kelimelerinin birleşimi ile meydana gelmiştir. Anhedoni, bilinen ve alışagelmiş tanımı ile “haz kaybı” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımda haz duymanın yetersizliği vurgulanır. Anhedoni bireyin arzu, çaba ve motivasyonundaki azalmanın yanı sıra beklentisindeki (isteme) azalma ve tüketim sırasında haz alma kapasitesindeki (keyif alma) düşüş olarak tanımlamaktadır (Pisoni, Davis, & Smoski, 2021). Anhedoni bireyin hayatından keyif almasını tamamen engelleyebilmektedir. Bu durum bireyin buğulu bir camın arkasından dünyaya bakmasına benzetilebilir. Camın giderek soluklaşması dış dünyaya karşı algının netliğini kaybetmesine ve keyif verici anların yavaş yavaş silinip gitmesine yol açar. Bu nedenle bireyin yaşamına yeniden haz ve anlam kazandırmak önemlidir.
Ruhsal bozuklukların Tanısal ve İstatiksel El Kitabının 5. Baskısında (2014) anhedoni depresif bozukluklar, madde bağımlılığı bozuklukları, psikotik bozuklukları ve kişilik bozukluklarında görülen bir bileşen olarak ele alınmaktadır. Bu bileşen haz duyma becerisindeki azalma, bireye haz veren aktivitelerden uzaklaşma ve ilginin azalması olarak açıklanmaktadır. Anhedoni yaygın olarak “hayattan zevk alamamak, hiçbir şey yapmak istememek…” şeklindeki ifadelerle tanımlanır. Bu tür cümlelerin ve duygusal durumun altında yatan nedenlerin anhedoni mi yoksa stresle baş etme mekanizmalarının işlevsizlikleri mi olduğunu belirlemek oldukça önemlidir. Stres bireyin yaşamındaki zorluklara karşı geliştirdiği başa çıkma mekanizmalarını işlevsiz hale getirebilirken; anhedoni ise kişinin daha önce keyif aldığı aktivitelerden zevk alamama durumudur.
Anhedoni Belirtileri
Anhedoni bireyin yaşam doyumunu ve hazlarını elinden alan bir zevk hırsızı gibidir. Yalnızca hazzı değil hazza yönelik ilgi, heyecan ve merakı da çalmaktadır. Bu nedenle anhedoni hayatı daha sıradan ve sıkıcı bir hale getirebilir. Ancak anhedoni ve ilgisizlik arasındaki fark bilinmelidir. İlgisizlik bir şeyleri yapmak için enerji eksikliği ve harekete geçme güçlüğü hissi ile tanımlanmaktadır oysa ki anhedoni önceden zevk veren şeylerden, ilişkilerden ve deneyimlerden hazzın kaybolması durumudur. Sonuç olarak ilgisiz olan herkes anhedoni yaşıyor şeklinde bir tanımlama yapılamaz. Anhedoniyi doğru bir şekilde anlayabilmek için anhedoni belirtilerin bilinmesi gereklidir.
Anhedoni belirtileri:
- Azalan ilgi ve zevk: Çoğu aktivitelerden ve daha önce keyif alınan etkinliklerden de haz alamama.
- Üzgün ve depresif ruh hali: Yaşamın büyük bir bölümünde umutsuzluk ve çaresizlik hislerinin artması.
- Suçluluk, utanç veya değersizlik hisleri: Suçluluk, utanç ve değersizlik gibi duyguları yoğun şekilde yaşama ve kendine dair olumlu özellikleri kabul etmekte zorlanma.
- Düşük motivasyon: Kendi ihtiyaçlarını karşılama, çevresiyle ilgilenme ve ilişkilerdeki sorumlulukları yerine getirme konusunda yeterli motivasyona sahip olamama.
- Sosyal izolasyon: Sosyal durumlardan kendini soyutlama ve etkileşime girmekten kaçınma.
- Duygusal küntlük: Kendisine ve çevresine karşı gösterdiği duygusal tepkilerde azalma veya hiç tepki verememe.
- Uyku bozuklukları: Uykuya dalmakta ve sürdürmekte güçlük çekme veya uzun süren uykulara rağmen hala yorgun ve uykusuz hissetme.
Anhedoni Neden Olur?
Anhedoni birçok insanda biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin birleşiminden meydana gelmektedir.
- Biyolojik Faktörler: Beynin ödül ve haz almaya yönelik alanlarından biri olan ventral striatumun normalden daha az aktif olması bireylerin haz ve motivasyon eksikliği yaşamasına neden olmaktadır. Bu bölge insanların hoşlandıkları spor yapma, yemek yeme veya cinsellik gibi aktiviteleri yaparken mutluluk, motivasyon ve keyif duygularını oluşturmaktadır. Bu alandaki aktivitasyon eksikliği ise bu duyguların azalmasına neden olur. Beynin dopamin (ödül-ceza) ve serotonin (mutluluk) gibi haz duygusu ile ilgili olan nörotransmiterlerindeki değişiklikler de anhedoniye neden olmaktadır. Ayrıca genetik yatkınlık da bireyin anhedoni belirtilerini taşımasına sebep olabilmektedir.
- Psikolojik Faktörler: Hayattan zevk alamama durumu depresyon ve anksiyete bozukluğunun bir belirtisi olarak görülür. Çünkü sürekli stres altında kalmak veya depresif duygular yaşamak ödüllendirici (haz veren) deneyimleri keşfetmeyi engellemektedir. Bu durum zaman zaman anhedoni hastalığı olarak adlandırılsa da anhedoni tek başına klinik bir tanı değildir. Daha çok depresyon, anksiyete ve travmaya bir tepki olarak da ortaya çıkmaktadır. Özellikle savaş, göç, kayıp, doğal afet gibi travmatik olaylar yaşamış bireylerde anhedoni duygusal küntlük ve sosyal izolasyon gibi belirtiler sıklıkla görülmektedir. Şizofreni, bipolar bozukluk, kronik stres ve genetik faktörler anhedoniye yol açan diğer psikolojik faktörler arasındadır.
- Çevresel Faktörler: Bireyin çevresindeki herkesin zevklerinden, ilişkilerinden, hobilerinden ve aktivitelerinden bahsetmesi, kişinin kendi duygularını sorgulamasına neden olabilir. Bu durum anhedoniyi tetikleyerek bireyin kendisini çevresinden izole etmesine ve mutluluğu, hazzı bir daha asla deneyimleyemeyeceğini düşünmesine sebep olabilir. Zihinde oluşan bu çarpıtılmış düşünce yapıları bireyin duygu ve davranışlarını etkileyerek onu sosyal etkinliklerinden ve ilişkilerinden uzaklaştırmaktadır. Bireyin çevresindeki kişilerle arasına koyduğu mesafe anhedoni belirtilerini daha fazla belirgin hale getirmektedir.
Anhedoni Testi
Anhedoni tek başına bir klinik tanı değildir. Ancak kendi başına fiziksel ve psikolojik sağlık durumunu etkileyebilen bir belirtidir. Anhedoni testi, kişinin yaşamında zevk alma kapasitesini değerlendirmek ve psikolojik iyi oluş halini anlamak için kullanılmaktadır. Klinik ortamda anhedoni belirtilerini değerlendirmek için öz bildirim anketleri ve yapılandırılmış görüşmeler uygulanmaktadır. Ayrıca Beck Depresyon Envanteri (BDE) ve Hamilton Depresyon Ölçeği (HAM-D) gibi envanterlerden de yararlanılmaktadır. Bu envanterlerin alt ölçekleri depresif duygudurumun bir parçası olarak ortaya çıkan anhedoniyi tespit etmeye yardımcı olmaktadır.
Yapılan son araştırmada ise Snaith-Hamilton Zevk Alma Ölçeği’nin Türkçe uyarlamasının klinik ortamlarda güvenilir bir ölçüm aracı olarak değerlendirilmiştir (Gürcan ve ark., 2022). Özellikle anhedoni yaşayanlar için bu ölçek, ruh halini değerlendirmek ve bireyin son günlerde hobiler, sosyal etkileşimler, fiziksel ve duygusal ihtiyaçlar gibi günlük deneyimlerinden ne ölçüde keyif aldığını ve ilgi gösterdiğini belirlemek için kullanılmaktadır. Anhedoni durumunun kişilik yapısı ile olan ilişkisini anlamak için ise Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI) kullanılabilmektedir. Bu ölçek bireyin kişilik özelliklerini detaylı bir şekilde inceleyerek anhedoniye karşı yatkınlığı anlamada yardımcı olmaktadır. Sonuç olarak anhedoni testi ve klinik değerlendirme kişinin terapi sürecindeki ihtiyaçlarına ve yaşamındaki zorluklarına bağlı olarak şekillenmektedir.
Anhedoni Nasıl Tedavi Edilir?
Anhedoni tedavisinin amacı bireyin aktivitelerinden keyif almasını sağlamak ve depresif belirtilerini azaltmaktır. Yaşanan duygusal ve fiziksel zorluğun altında yatan veya baskılanan durumu teşhis etmek ve semptomları azaltmak önemlidir. Bu nedenle tedavi planlaması psikiyatrist veya psikolog öncülüğünde kişiye özgü olarak yapılmalıdır. Anhedoni tedavisinde yaygın olarak kullanılan yöntemler şu şekildedir:
- Farmakolojik destek: Psikiyatrist kontrolünde uygulanan ilaç tedavisi, anhedoninin altında yatan durumların belirtilerinin azalmasını sağlamaktadır. Bu ilaçlar beynin kimyasal dengesini yeniden sağlayarak bireyin duygudurumunu yeniden dengelemeye yardımcı olmaktadır. Örneğin anhedoni şizofreni ile birlikte görülüyorsa antipsikotik ilaçlar, depresyonla birlikte görülüyorsa antidepresanlar, parkinson ile birlikte görülürse dopamin seviyesini arttıran ilaçlar tedavide kullanılabilmektedir.
- Psikoterapi: Konuşma terapisi olarak da bilinen psikoterapiler anhedoni tedavisinde etkili ve yaygın bir yaklaşımdır. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireyin düşüncelerinin duygularını ve davranışlarını nasıl etkilediğini ele alır. Dolayısıyla BDT anhedonik bireyin bilişsel çarpıtmalarına odaklanarak düşüncelerini yeniden çerçevelemesini sağlar. Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma (EMDR) Terapisi ise travmatik yaşantıların neden olduğu duygusal tepkisizlik ve haz alamama durumlarını düzenlemeye yönelik etkili bir yöntemdir. Bu terapi yaklaşımları anhedoniye karşı bireyin duygusal ve psikolojik iyi oluşun yeniden kazanılmasını sağlar.
- Günlük alışkanlıkların düzenlenmesi: Bireyin yaşam tarzında yapacağı değişiklikler anhedonik belirtilerin azalmasına yardımcı olmaktadır. Özellikle ruhsal ve fiziksel sağlığın iyileşmesi için uyku düzeninin sağlanması, düzenli fiziksel aktivitelerin yapılması, dengeli ve düzenli beslenme alışkanlıklarının oluşturulması önemlidir. Bu nedenle anhedoniden kurtulmak isteyen bireyler hem bedenin hem de zihnin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayarak yaşam doyumunu arttırabilmektedir.
- Sosyal destek mekanizmaları: Anhedoni sosyal izolasyon ve yalnızlık duygusunu tetikleyebilmektedir. Bu durumu aşmanın etkili yollarından biri sosyal destek ağı oluşturmaktır. Aile desteği, yakın ilişkiler ve arkadaşlık ilişkileri bireyin sosyal etkileşimlerini artırarak bu süreçte önemli birer baş etme mekanizması olarak işlev görür. Sosyal destek ağı, tedavi sürecinde yalnızlık, umutsuzluk ve çaresizlik gibi duyguların azalmasını sağlarken bireyin duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasına da yardımcı olmaktadır.
Anhedonik Ne Demek?
Anhedoni duygudurum bozukluğunun bir bileşeni iken “anhedonik” ise anhedoni yaşayan veya anhedoni özelliklerine sahip bir kişiyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Yapılan bazı çalışmalar anhedonin belirgin olan iki çeşidi olduğunu göstermektedir. Bunlar sosyal anhedoni ve fiziksel anhedonidir. Anhedonik birey okul ve iş hayatında, ilişkilerinde, hobilerinde ve sosyal hayatının farklı alanlarında ilgi ve haz eksikliği hissettiği için zorluklar yaşamaktadır.
Anhedoni türleri ve anhedonik bireylerin davranışları:
- Sosyal Anhedoni: Sosyal anhedoni, bireyin sosyal ilişkilere ve etkileşimlere karşı ilgisizlik ve haz kaybı yaşamasıdır. Sosyal anhedonik bireylerin sosyal geri çekilmeleri sosyal kaygıdan değil, sosyal ilişkileri anlamsız bulmalarından kaynaklanmaktadır. Sosyal kaygı sosyal etkileşime karşı duyulan korkuyla ilişkilidir. Sosyal anhedonik bireyler ise başkalarıyla vakit geçirmeye yönelik bir ihtiyaç veya arzu hissetmemektedir. Yeni bir ilişkiye ilgi duymadıkları için de yalnız kalmayı tercih ederler. Bu durum zamanla sosyal becerilerin zayıflamasına ve destekleyici ilişkilerin azalmasına da neden olarak bireyi ilişkilerinden daha fazla izole etmektedir.
- Fiziksel Anhedoni: Fiziksel anhedoni dokunma, ses ve koku gibi duyusal deneyimlerden zevk almama ve bu tür deneyimlere karşı ilgisiz kalma durumudur. Fiziksel anhedonik bireyler yemek yeme, egzersiz yapma veya cinsel birliktelik gibi zevk vermesi beklenen belirli deneyimlerden haz almazlar. Günlük yaşamda diğer insanlara zevk veren aktiviteler onlar için herhangi bir mutluluk veya tatmin kaynağı olmaz. Bu durum bireyin fiziksel ihtiyaçlarını karşılayamamasına ve sağlık problemlerinin artmasına neden olmaktadır (Feng ve ark., 2020).
Anhedoni Tedavisi Var mı?
Evet, anhedoni tedavisi mümkündür. Anhedoni yaşayan bireyler ilk süreçte bu durumla baş etmek için mücadele edebilirler. Ancak anhedoniye karşı verilen çabalar sonuç vermediğinde bir uzmandan psikolojik destek almak önemlidir. Özellikle uzun süren üzgün ruh hali, yetersiz uyku, iştah kaybı ve konsantrasyon güçlüğü gibi depresyon belirtileri anhedoniyle birlikte görülüyorsa psikoterapi yardımı almak daha sağlıklıdır.
Anhedoni tedavisinde gerektiğinde psikiyatrist tarafından ilaç tedavisi de başlatılabilir. Anhedoni tedavisinde kullanılan ilaçlar fizyolojik belirtilerin hafifletilmesine ve beynin kimyasal aktivitesinin düzenlenmesine yardımcı olur. Ancak bu ilaçlar psikoterapilerle birlikte uygulandığında daha etkili sonuçlar vermektedir. Psikoterapiler, bireyin duygusal süreçlerini daha iyi anlamasını, anhedoniye neden olan olumsuz düşünce yapılarının yeniden yapılandırmasını ve baş etme mekanizmalarını geliştirmesini sağlar. Bu bütüncül yaklaşımı anhedoni tedavisinde hem fizyolojik hem de psikolojik iyileşmeyi desteklemektedir.
Anhedoninin tedavisinde önemli olan noktalardan bir diğeri ise bireyin motivasyonunu arttırmak ve haz alma duygusunu yeniden kazandırmaktır. Bu süreçte bireyin yaşamına uyumlu ve gerçekçi davranış hedefleri belirlenir. Hedefler daha yönetilebilir aşamalara ayrılarak bireyin adım adım ilerlemesi sağlanır ve düzenli aralıklarla değerlendirilir. Anhedoni tedavisi bazen birlikte görülen diğer psikopatolojilerle birlikte ele alınabilmektedir. Bu nedenle bireyin ihtiyaçlarına ve yaşadığı durumlara göre terapi yöntemleri ve hedefleri belirlenmektedir. Anhedoni tedavi sürecinde kişiselleştirilmiş olan bu yaklaşım bireyin yaşam kalitesini arttırmak için kritik rol oynamaktadır.
KAYNAKÇA
- Amerikan Psikiyatri Birliği. (2014). Mental bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı (5. baskı, Çev. M. Şahin, S. İmamoğlu, & F. Akdemir). Hekimler Yayın Birliği.
- Gürcan, A., Başar, K., Şen, Z. D., & Karakaşlı, A. A. (2022). Klinisyen tarafından uygulanan Snaith-Hamilton Zevk Alma Ölçeği Türkçe uyarlamasının geçerlik ve güvenilirlik çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi, 33(3), 187-195.
- Der-Avakian, A., & Markou, A. (2012). The neurobiology of anhedonia and other reward-related deficits. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 35(1), 68–77.
- Pisoni, A., Davis, S. W., & Smoski, M. (2021). Neural signatures of saliency-mapping in anhedonia: A narrative review. Psychiatry Research.
- Feng, B., Jiang, Y., Li, Y., Liu, X. and Wu, S. (2020) ‘Body and Social Anhedonia of Depression: A Bifactor Model Analysis’,Psychologica Belgica, 60(1), p. 103–114.