Ebeveynlik kavramı kültürel olarak anne rolü üzerine daha fazla yoğunlaşmıştır. Babaların çocuk bakımındaki rolünün ise annelere kıyasla daha geri planda kaldığı düşünülmektedir. Bu nedenle “babalık depresyonu” birçok kişi için hala şaşırtıcı olarak görülebilmektedir. Çünkü postpartum depresyon olarak bilinen doğum sonrası depresyon genellikle anne rolü üzerinden ilişkilendirilmektedir. Ancak bilgi çağının getirdiği farkındalık ve aile yapılarının dönüşmesiyle birlikte yeni baba adayları da çocuk bakımında aktif rol alarak ebeveynlik sorumlulukları üstlenmeye başlamıştır. Baba adayları, bu sorumluluklarla birlikte gelen duygusal yüklerle başa çıkmak zorunda kalmakta ve “babalık depresyonu” olarak bilinen duygusal zorlanmalar yaşamaktadır. Doğum sonrası süreç ebeveynlerin yeni değişimler yaşadığı, sorumluluklar üstlendiği, beklentilerin oluştuğu ve en iyi bakımı çocuğa verebilmek için çaba gösterdiği bir dönemdir. Bu dönemde çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra ebeveynlerin psikolojik iyi oluşunun da desteklenmesi önemlidir.
Babalık Depresyonu Nedir?
Ebeveyn olmak bireyin yaşamındaki önemli gelişimsel geçiş dönemlerinden biridir. Anne ve baba adayları yeni bir bebeğin aileye katılmasıyla doğum sonrası dönemi farklı deneyimler ile karşılayabilmektedirler. Bu dönemde anne ve babalar fizyolojik ve psikolojik olarak değişimler yaşamaktadır. Gebelik ve ebeveynlik sürecinin getirdiği stres yalnızca kadınları değil eşlerini de yakından etkilemektedir. Bu nedenle ortaya çıkan depresif semptomlarla ilişkili olarak babalık depresyonu kavramı da sıklıkla duyulmaya başlanmıştır.
Babalık depresyonu baba olma sürecindeki erkeklerde meydana gelen duygusal, davranışsal ve bilişsel zorlanmaları ifade eden duygudurum bozukluğudur. Babalık depresyonu üzerine yapılan bazı çalışmalar, doğum sonrası depresyonun annelerin %6,5 ila %20’sinde babaların ise %10’unda olduğunu göstermektedir (Czerwiak, Cyrkler, Drabik, & Soroka, 2024) . Ancak cinsiyet farklılıkları göz önünde bulundurulduğunda erkeklerin psikolojik tanılarla damgalanma kaygısı ve güçlü görünme isteği yaşadıkları ve duygusal zorlanmaları gizleyebileceğini göstermektedir. Bu nedenle babalık depresyonunun bildirilen oranlardan yüksek olabileceği de unutulmamalıdır.
Babalık depresyonu yaşayan bireyler aile içerisinde, iş yaşamlarında ve kişisel gereksinimleri karşılamada zorluklar yaşayabilmektedir. Baba adaylarının sorumluluklarının artması, sosyoekonomik kaygılar, tükenmişlik ve yetersizlik düşünceleri depresyon belirtilerini de tetiklemektedir.
Babalık Depresyonu Belirtileri Nelerdir?
Erkeklerde depresyon belirtileri kadınlara göre farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bunun nedeni erkeklerin duygu düzenleme ve stresle başa çıkma biçimlerinin değişkenlik göstermesidir. Özellikle erkeklerin duygularını bastırma ve gizleme eğiliminde olması babalık depresyonunun yavaş bir seyir ile başlamasına ve gözden kaçmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle baba adaylarının doğum öncesinde ve doğumdan 12 ay sonrasında depresyon belirtileri göstermesi mümkündür (Kim & Swain, 2007). Doğum sonrası kadınlarda, çökkün duygudurum, ilgi/istek azalması gibi tipik depresyon belirtileri belirgin iken erkeklerde ise madde ve alkol kullanımı, öfke, şiddete eğimli olma, aşırı yorgunluk belirtileri daha belirgin olarak görülmektedir.
Doğum sonrası babalık depresyonu belirtileri: üzüntü, umutsuzluk, değersizlik veya aşırı suçluluk duyguları, uykusuzluk /aşırı uyuma, kronik yorgunluk, halsizlik ve bitkinlik, aşırı kilo kaybı veya kilo alımı, kişisel bakımın ve hijyenin ihmal edilmesi, önceden zevk veren şeylere karşı ilginin azalması, sosyal işlevsellikte bozulma ve sosyal geri çekilme, doğumdan sonra erkeklerde cinsel isteksizlik, tekrarlayan öz kıyım düşünceleri bilişsel yetilerde azalma, konsantre olma yeteneğinin azalması olarak görülmektedir.
Babalık depresyonu, öfke atakları ve bebeğe veya partnere yönelik saldırgan davranışlar şeklinde de kendini gösterebilmektedir. Bunun yanı sıra iş veya boş zaman aktivitelerine artan katılım ile birlikte aile hayatından kaçınma ve ilgi kaybı, evlilik dışı ilişkiler, aşırı egzersiz veya cinsel aktivite gibi davranışlar da görülebilir. Ayrıca aşırı video oyunu, internet kullanımı, alkol veya kumar oynama gibi davranışsal bozukluklar da davranışsal belirtiler arasında yer alır (Bronte-Tinkew, Moore, Matthews, & Carrano, 2007) .
Babalık Depresyonunun Nedenleri
Bir baba adayı, eşinin hamileliğini öğrendiği andan itibaren duygusal değişimler göstermeye başlar. Özellikle genç bir baba sorumluluk alma, baba rolüne adapte olma ve gelecek kaygısı gibi stres faktörleri ile mücadele etmeye başlar. Bu stres faktörleri baba adayı için kaygı ve endişe yaratırken depresyonun tetikleyici unsurlarını da meydana getirir. Önceden bekâr veya yalnızca eş rolünde olan erkekler, bu sorumluluk altında sosyal bir baskı hissedebilmektedir. Bu baskı kimlik krizlilerinin yaşanmasına ve babalık depresyonunun ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Doğum sonrası baba adayları çocuklarına bakma ve ilgilenmek konusunda ne kadar istekli olsa da yetersiz bilgi ve beceri eksikliği hissedebilirler. Bu durum bazen bireyin, babalığa dair iyi bir rol modelinin olmaması veya travmatik çocukluk deneyimleri yaşamış olmasından kaynaklanmaktadır. Bu tür babalar iyi baba olamama konusunda kaygılanmaktadır. Bu duygusal zorlanmalardan kaçınmak ise babaların depresif belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Kadınların hamilelik sürecinde ve sonrasında hormonal değişiklikler yaşadığı bilinmektedir. Peki, hamilelik boyunca eşlerine destek olan baba adayları hormonal değişiklikler yaşarlar mı? Evet, yapılan bazı çalışmalar erkeklerin de eşlerinin hamileliği sırasında testosteron seviyesinin (erkeklik hormonu) azalıp östrojen seviyesinin ise (kadınlık hormonu) arttığını göstermektedir. Testosteron hormonunun fazla düşüş göstermesi baba adaylarını depresyona daha yatkın hale gelmesine neden olmaktadır (Czerwiak, Cyrkler, Drabik, & Soroka, 2024). Psikolojik ve fizyolojik dengenin değişmesi ile birlikte uykusuzluk ve fiziksel yorgunluk gibi durumlar babalık depresyonun ortaya çıkmasında etkilidir.
Hamilelik ve doğum sonrası süreçte eşler arasındaki ilişki sorunları da ortaya çıkabilmektedir. Erkekler bu süreçte duygusal kopukluklar, eşinden soyutlanma korkusu ve cinsel aktivitelerin bitmesi endişesine kapılabilirler. Bu tür korku ve kaygılar depresyonun tetiklenmesine neden olmaktadır. Ayrıca ailenin sorumluluklarını üstlenmek ve finansal kaygılar yaşamak da erkelerin depresyon belirtileri göstermesine neden olur.
Depresyonun Çeşitleri: Postpartum Depresyon ve Babalık Depresyonu
Postpartum kelimesi Latince kökenli olup “post” sonra, “partum” doğum anlamına gelmektedir. Doğumdan sonraki dönemi açıklamak için kullanılan bu terim, doğum yapan annelerin yaşadığı fiziksel ve psikolojik durumlarını tanımlamak için yaygın olarak kullanılır. Doğum sonrası depresyon, peripartum (doğum öncesi) başlangıçlı “majör depresif bozukluk” olarak sınıflandırılmaktadır (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013). Bu depresyon hamileliğin son dönemlerinde veya doğum sonrasında gelişmektedir. Teşhis, depresyon belirtilerinin yanı sıra klinik görüşmeler sırasında değerlendirilen duygusal, bilişsel ve fiziksel bulgulara dayanarak konulmaktadır.
Yeni baba olmuş erkekler de anneler gibi doğum sonrası depresyon yaşayabilmektedir. “Paternal postnatal depresyon” olarak bilinen babalık depresyonu “postnatal” kelimesiyle doğum sonrasını, “paternal” kelimesiyle babaya özgü olduğunu ifade eden bir depresyon türüdür. Babalık depresyonu babaların ebeveynlik sürecindeki stres, sorumluluk baskısı, hormonal değişiklikler, uyku düzenindeki bozulmalar ve ilişki sorunlarından kaynaklanabilmektedir. Babalık depresyonu annelerde görülen postpartum depresyona kıyasla daha yeni bir kavramdır. Bu nedenle babalık depresyonu ile ilgili farkındalığın az olması ve erkeklerin depresif belirtilerini fark etmemesi sağaltım süreçlerinde güçlükler oluşturabilmektedir.
Anne ve babaların doğum sonrası depresyonlarında farklılıklar bulunabilmektedir. Erkeklerde babalık depresyonu öfke, stres, ilgisizlik, işkoliklik veya bebeğe ve aileye karşı ilgisizlik belirtileri ile daha fazla görülmektedir. Kadınlarda ise postpartum depresyon daha çok duygulanımsal içe dönük belirtiler ile ortaya çıkmaktadır. Üzüntü, enerji kaybı, ilişki kurmada güçlük veya isteksizlik görülmektedir.
Babalık depresyonu ilk 12 ay içerisinde ortaya çıkmakta ve 3 ila 6 ay arasında en yüksek seviyelere ulaşmaktadır. Ayrıca babalık depresyonu erkeklerde kadınlara kıyasla daha yavaş ve kademeli olarak gelişmektedir (Paulson & Bazemore, 2010).
Babalık Depresyonunun Tedavisi
Babalık depresyonu yaşayan babalar, psikoterapi desteği alarak içerisinde bulunduğu zorlayıcı duygulanımsal süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilirler. Aksi takdirde fark edilmeyen veya bastırılan depresif duygular hem baba hem da aile için olumsuz sonuçlara sebep olabilmektedir. Babalık depresyonu bireyin klinik görüşmesine bağlı olarak farklı terapi ekolleri ile gerçekleştirilebilir.
- Bilişsel Davranışçı Terapi: Bireyin olumsuz düşünce yapılarının tanımasını ve değiştirilmesini sağlamaktadır. Özellikle babaların ebeveynlik konusundaki yetersizlik düşünceleri, umutsuzluk ve gelecek kaygıları yerine daha işlevsel olan düşünceleri ortaya çıkarır.
- EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): Babalık depresyonun nedenlerinden biri olan travmatik yaşam deneyimlerini ve stresli olayları yeniden işleyerek olumsuz duygu ve düşünceleri düzenlemeyi amaçlar. Böylece babalık rolüne uyum sağlama süreci kolaylaşır.
- Aile Danışmanlığı ve Çift Terapisi: Doğum sonrası depresyon yaşayan babalar eşleri ve diğer aile üyeleri ile iletişim problemleri, sevgi ve yakınlıkta azalma hissedebilirler. Aile ve çift terapileri, aile dinamiklerini yeniden ele alarak ebeveynlik sürecini desteklemektedir.
- Farmakolojik Tedavi: Eğer depresyon belirtileri ciddi boyutlardaysa ve bireysel terapiler yetersiz kaldığı düşünülürse ilaç tedavisi ile desteklenebilir. Ancak ilaç tedavisinin psikoterapi ile birlikte yürütülmesi daha sağlıklıdır.
Babalık Depresyonunun Etkileri
Babalık hem heyecan hem de zorlukların bir arada yaşandığı, yaşamın önemli dönüm noktalarından biridir. Bu süreç yeni sorumluluklar ve duygusal deneyimlerle birlikte gelir ve bireyin yaşamını derinden etkiler. Babalık depresyonu depresif ve kaygılı duygulanımı ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle kilo değişimleri, hazımsızlık, mide ve bağırsak problemleri, cinsel isteksizlik, baş ağrısı veya nefes darlığı gibi fizyolojik etkilere sebep olabilmektedir.
Babalık depresyonun etkileri yalnızca baba üzerinde değil anne ve çocuk üzerinde de görülmektedir. Doğum sonrası depresyon yaşayan baba çocukları ile güvenli bağlanma gerçekleştiremediği için bakım vermek ve iletişim kurmak konusunda zorluk çekmektedir. Çocuk gelişiminin ilk yaşlarında babanın sevgi ve bakım göstermesi çocuğun duygusal, bilişsel ve sosyal gelişimi için oldukça önemlidir. Ancak baba ve çocuk arasındaki sağlıklı bağlanmanın oluşmaması ilerleyen yaşlarda çocukta davranım bozuklukları, geç konuşma, hiperaktivite, depresyon ve anksiyete gibi bozuklukların görülmesine sebep olabilmektedir (Goodman 2004).
Bebekten sonra evlilik dinamiklerinde değişiklikler olmaktadır. Çünkü yeni baba olmak çiftler arasındaki duygusal ilişkiyi de etkilemektedir. Bu nedenle yeni baba depresyonu sadece babalar için değil tüm aile için önemli bir konudur. Çiftler arasında duygusal yakınlıkları azalabilir, iletişimde kopukluklar görülebilir ve cinsel aktivitelerinde düşüşler yaşanabilir. Bu değişimler aile içerisindeki bağların zarar görmesine neden olabilmektedir.
Her iki ebeveyn doğum sonrası depresyon yaşıyorsa çocuklara yetersiz bakım verme riski ve sağlık sorunları riski artmaktadır. Paulson ve arkadaşları (2006) yaptığı araştırmada, doğum sonrası depresyon yaşayan anne ve babanın çocuklarını incelemişlerdir. Araştırmaya göre doğum sonrası depresyon yaşayan ebeveynlerin, bebeklerini uyutma ve emzirme biçimlerinde hatalar gözlemlenmiştir. Ayrıca babalık depresyonu yaşayan babaların çocukları ile oyun oynama ve şarkı söyleme olasılıklarının daha düşük olduğu belirtilmiştir. Bu durum bebeklerin dil gelişimini, sosyal becerilerini ve bilişsel gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.
Babalık Depresyonunu Önleme Yöntemleri
Erkek depresyon belirtileri göstermeye başlamadan önleyici müdahalelerde bulunmak daha ciddi sorunların ortaya çıkmasını engellemektedir. Bu nedenle doğum öncesi depresyona girme belirtileri olan erkeklerin baba olma süreciyle ilgili bilinçlenmesi için ebeveynlik kurslarına veya gruplarına katılması önemlidir. Çünkü yeni baba adayları kendisini ne beklediğini neye hazırlanması gerektiğini bilmesi, belirsizlik ve güvensizlik duygularını hafifletmesine yardımcı olmaktadır.
Fiziksel sağlığa dikkat etmek psikolojik sağlamlığın güçlenmesine yardımcı olmaktadır. Bu nedenle sağlıklı yaşam tarzı benimseyen baba adayları stresin yıkıcı etkisinden de korunmaktadır. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, yeterli uyku gibi fiziksel sağlığa dikkat etmek ve kendine zaman ayırmak babalık depresyonun önlenmesinde etkilidir. Annenin ve yakın çevrenin babaya sosyal destek sağlaması babanın depresyon ile baş etmesine yardımcı olur.
Eşler arası güçlü iletişim kurmak ve sorumlukları paylaşmak babanın ebeveynlik rolüne daha fazla dâhil olmasını sağlamaktadır. Mezulis ve arkadaşlarının (2004) yapmış olduğu bir araştırmada, bebeklik döneminde baba desteğinin artması annenin doğum sonrası depresyonunu olasılığının azalmasına ve çocuğun olumlu gelişimi göstermesine katkı sağladığını göstermektedir. Bu nedenle anneler çocuğa bakım verme konusunda sorumlulukları paylaşırken babanın da duygusal ve fiziksel olarak bebeğe yakınlık kurmasına olanak tanımalıdır. Babanın çocuk ile temasını arttırması yabancılaşmayı önler ve babanın özgüveninin güçlenmesine destek olur. Böylece babalık rolü sadece maddi sorumluluklarla değil duygusal bağ kurma ile daha tatmin edici hale gelir. Dolayısıyla babanın doğum sonrası depresyonun olumsuz sonuçları psikososyal destek, psikoeğitim ve farkındalık, sağlıklı yaşam tarzı ve ebeveynlikteki rol paylaşımları ile önlenebilmektedir.
KAYNAKÇA
- Demirci, Ö., & İnan, E. Doğum Sonrası Babalık Depresyonu: Aile ve Çocuk Gelişimine Etkisi.
- Tarsuslu, B., Durat, G., & Altınkaynak, S. (2020). Babalarda Postpartum Depresyon ve İlişkili Risk Faktörleri: Sistematik Derleme. Türk Psikiyatri Dergisi, 31(4), 280-289.
- Amerikan Psikiyatri Birliği. (2013). Ruhsal bozuklukların tanısal ve sayımsal el kitabı (E. Köroğlu, Çev. Ed., 5. baskı). Hekimler Yayın Birliği.
- Kim P, Swain JE. Sad dads: paternal postpartum depression. Psychiatry. (2007). 4(2):35-47.
- Musser, Anna K. ve diğ. Paternal Postpartum Depression: What Health Care Providers Should Know. Journal of Pediatric Health Care. 27(6). 479 – 485.
- Goodman J (2004) Paternal postpartum depression, its relationship to maternal postpartum depression, and implications for family health. J Adv Nurs, 45:26-35.
- Mezulis A, Hyde S, Clark R (2004) Father involvement moderates the effect of maternal depression during a child’s infancy on child behavior problems in kindergarten. J Fam Psychol, 18:575-588.
- Czerwiak, K. Z., Cyrkler, M., Drabik, A., & Soroka, E. (2024). Understanding and Addressing Male Postpartum Depression: Incidence, Causes, Diagnosis, and Management Strategies. Med Sci Monit.
- Paulson J, Bazemore S, Goodman J, Leiferman J (2016) The course and interrelationship of maternal and paternal perinatal depression. Arch Womens Ment Health, 19:655-663.
- Bronte-Tinkew, J., Moore, K. A., Matthews, G., & Carrano, J. (2007). Symptoms of Major Depression in a Sample of Fathers of Infants. Journal of Family Issues, 28(1), 61–99.